Bornova’daki Aşık Veysel Rekreasyon Alanı’nda kurulan çadır kenti ziyaret eden Bakan Pakdemirli, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) yardım standına uğradı, Afet ve Acil Durum Başkanlığının kurduğu çadırlarda kalan depremzedeleri ziyaret etti.
Depremzedelere bir muhtaçlıkları olup olmadığını soran Pakdemirli, devletin tüm imkanlarıyla bölgede olduğunu, hasar tespit çalışmalarının kısa müddette tamamlanacağını, dilek eden vatandaşların kamu konuklarına nakledilebileceğini söz etti.
Pakdemirli, çadır kenti ziyaretinin akabinde gazetecilere yaptığı açıklamada, çadırlardaki depremzedelerin vakur, metanetli ve sabırlı duruşunun kendisini duygulandırdığını belirtti.
Depremzedelerin bir an evvel konutlarına dönmesi için Etraf ve Şehircilik Bakanlığı’nın süratli bir çalışma yürüttüğüne işaret eden Pakdemirli, diye konuştu.
Çadırlarda kalan vatandaşların kamu, sivil toplum ve hayırseverlerin gönderdiği yardımlardan ötürü müteşekkir olduğunu gözlemlediğini aktaran Pakdemirli, “İhtiyaçlarını sorduğumuzda ‘eksiğimiz var’ diyen olmadı. Bu türlü bir durumda bunun sağlanabilir olması sahiden memnuniyet verici.” sözlerini kullandı.
Pakdemirli, sarsıntı idaresinin aslında bir belirsizlik idaresi olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
“Dünyada aslında en zoru belgisiz bir süreci yönetmektir. Şükürler olsun ülkemizde afet idaresinde belirli bir noktaya geldik. Bilhassa afet sonrası idare, dünyada örneği olmayacak formda profesyonelleşti. Tüm gereksinimler anında karşılanarak, organize olunarak giderilebilecek vaziyete geldi. Önceliğimiz göçük altında olanların çıkarılması, kimsenin aç ve açıkta kalmaması. Bugün Allah’a şükür bu türlü bir durum yok. Herkesin barınma, iaşe muhtaçlığı karşılanıyor. İnşallah yakında vatandaşlarımıza kalıcı tahliller sunma tarafında çalışıyoruz.”
BUSE’NİN KURTARILMASINI ANLATTI
Çadırlarda kalan depremzedelerle sohbeti sırasında, enkaz altındayken telefonla konuştuğu Buse Hasyılmaz’ın kurtarılmasıyla ilgili diyalogların da yaşandığının hatırlatılması üzerine Pakdemirli, şunları söyledi:
“Çok büyük bir afet, her yer toz duman, kendimi bir anda enkazın üzerinde buldum. O sırada Kızılay’dan bir görevlimiz, işini çok iyi bir biçimde yapmaya çalışıyordu. Lakin içerde kıpırdayamayan, üzerine tartı düşmüş, önünü görmeyen bir kızımız vardı. Yıkıntının altında moral verici, kendisini destekleyici bir şeyler duymaya muhtaçlığı vardı. Buse’ye ‘Ben Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli. Devlet olarak buradayız. Seni kurtarmak istiyoruz. Yalnızca senden sakin olmanı istiyorum, bana tanım et’ diye seslendim. Buse’nin tanımları sonrası binayı bilen birisini yanıma davet ettim. Nerede olabileceğini varsayım ettik, giriş katında olduğunu belirledik. Aldığımız bilgileri AFAD yetkilileri ile paylaştıktan sonra çalışmalar süratli bir biçimde başladı. Binada ağır bir göçük vardı. 3-4 saat sonra ulaşabildik. Bu müddette daima görüştük. Her 15 dakikada bir 3 dakika konuştuk. Buse’nin cep telefonunun pili bitti, annesinin telefonundan görüştük. Başlangıçta ‘hiçbir yeri göremiyorum, gözüm toprak dolu’ diyen kızımız bizimle konuşmaya devam etti. Hala kıpırdama sorunu vardı. AFAD ve arama kurtarma takımlarımızın özverili çalışmasıyla kendisine ulaşıldı. Olağan ki bizi çok şad eden bir hadise. Sağlam ve sağlıklı bir halde çıktı, ikinci hayatını yaşıyor.”
“NİKAH ŞAHİDİ OLACAĞIM”
Pakdemirli, Buse Hasyılmaz ile enkazdan çıkarıldıktan sonra hastanede bugün de telefonda görüştüğünü anlatarak, şunları kaydetti:
“Henüz travmayı atlatmış değil, post travmatik bir sendrom yaşıyor. Kendisine ikinci bir hayat bahşedildiğinin farkında. Annesini kaybetti, bir yandan çok üzgün… Uzun ve memnun bir hayat onu bekliyor. Nurullah ile yakında nikahları olacak. Beni de nikah şahidi olarak görmek istediğini iletti. Ben de inşallah iki elim darda da olsa onlara nikah şahidi olmak istiyorum.”
Ensonhaber
