Op. Dr. İbrahim Anıl Kulaksız, 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısı ile jinekolojik kanserlerin bulguları, teşhis ve tedavileri, tarama testleri, aşılar ve korunma yolları hakkında bilgilendirdi. Tertipli taramanın ehemmiyetine değinen Op. Dr. Kulaksız, yalnızca bir şikayeti olduğunda bayan doğum uzmanına gelen çok sayıda bayan olduğunu ve maalesef bu tip kanserlerin genelde bu hastalarda görüldüğünü söyledi. Tertipli tarama denetimlerini yaptıran bayanlarda kanser oluşmadan tedbire talihinin çok daha yüksek olduğunu sözlerine ekledi.
EN SIK RAHİM KANSERİ GÖRÜLÜYOR
Jinekolojik kanserlerin; rahim, rahim ağzı vajina yumurtalık, tüp karın zarı, vulva kanserleri olduğunu aktaran Op. Dr. Kulaksız, rutin denetimler ve takiplerin nizamlı yapılması ile bayanlarda bu tip kanserlerin görülme ihtimalinin çok azaldığını tabir etti. En sık görülen jinekolojik kanser çeşidinin; rahim kanseri olduğunu söz eden Kulaksız, “Bu kanserde tedavi ve tedavi sonrası sağ kalım oranı yüksektir. Belirti veren bir çeşittir; menopoz sonrası kanama, fazla ve uzun süren adet kanamaları üzere belirtiler verir, bunlar görülürse kesinlikle biyopsi yapılmalıdır, böylelikle erken devirde rahim kanseri ve kanser öncesi lezyonlar saptanarak hastanın hayatını kurtarmak olanaklıdır” halinde konuştu.
MİYOMLAR TAKİP EDİLMELİ
Miyomların iyi huylu bir tümörler olduğunu anlatan Op. Dr. Kulaksız, “Ancak, bilhassa menopoz sonrası süratli büyüyen miyomlar, dejenerasyona uğramış, hudutları bozulmuş miyomlar, önemli kanamalara yol açan miyomlar yakından takip edilmelidir, takibin mühletini tabip belirlemelidir” dedi.
İleri yaş, fazla kilo, doğum yapmamış olmak, diyabet hastası olmak üzere durumların kanserde risk faktörleri olduğunu belirten Op. Dr. Kulaksız, “Eğer hekiminiz size biyopsi öneriyorsa kesinlikle yaptırın, bu düşünüldüğü üzere acılı bir uygulama değildir lakin hasta açısından önemli kazanımlar sunar” diye konuştu.
EN SİNSİ İLERLEYEN YUMURTALIK KANSERİ
En yavaş ve sinsi ilerleyen jinekolojik kanser cinsinin; yumurtalık kanseri olduğunu aktaran Op. Dr. Kulaksız, bunların bedenin iç bölgesinde olduğu için ekseriyetle son etaplarda bulgu vermeye başladığını ve bu nedenle de tedavide muvaffakiyet oranının düştüğünü söyledi.
Rahim Ağzı Kanseri’nin ise tıpta en çok gelişme kaydedilmiş kanserlerden biri olduğunu belirten Op. Dr. Kulaksız, bunun belirtileri konusunda ise, “Rahim ağzında münasebet sonrası kanama, önemli akıntılar olması, ele gelen bir yapı, cinsel münasebette ağrı olabilir, teşhis için tarama testi yapılır.” dedi.
HPV VE SMEAR TESTLERİ İHMAL EDİLMEMELİ
Rahim ağzı kanserinde HPV Testi ve Smear Testi’nin ehemmiyetine dikkat çeken Op. Dr. Kulaksız, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Daha evvel cinsel bağa girmiş insanların yüzde 80’inde HPV virüsü vardır, genç ve rastgele sorunu olmayan bir hasta bu virüsü yenecektir. HPV 16 ve 18 en sık rahim ağzı kanseri yapan cinslerdir, bu iki tip virüsü olan bayanlar endişelenmemeli sırf sistemli denetimlerini ihmal etmemelidirler. Bu virüse karşı en kıymetli önlem HPV aşısıdır, kız çocuklarımıza kesinlikle 9 yaşından sonra 14 yaşına kadar bu aşıları yaptırmalarını kesinlikle öneriyoruz. 26 yaş öncesi önersek de bu aşı her yaşta yapılabilir. Yumurtalık kanseri oluşmasında ise; tüplerin faal rol oynadığı istikametinde bir görüş var, münasebetiyle rahmi alınan her bayanda tüpleri de alıyoruz, tüpleri almak yahut bağlamanın, doğum denetim haplarının yumurtalık kanseri riskini azalttığını söylemek imkanlıdır.”
Ensonhaber
