Tüm kanserler ortasında en sık karşılaşılan 4. kanser olan mide kanserini bilhassa yanlış beslenme alışkanlıkları tetikliyor. Mide kanserinin kalıtım ve besin alışkanlıkları ile direkt ilgisi vardır. Tütsülenmiş besin, sigara, çok ölçüde tuz, C vitamini eksikliği de mide kanserine taban hazırlar. Türkiye’de yılda yaklaşık 20 bin kişinin mide kanserine yakalandığına dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nihat Polat, ekseriyetle konserve ve tütsülenmiş besinlerin içerisindeki toksik unsurların mide kanserine sebep olduğunun altını çizdi.
ANİ KİLO KAYBI HASTALIK BELİRTİSİ
Dr. Öğr. Üyesi Nihat Polat, “Mide kanserinin en çok görüldüğü yer Japonya’dır. O coğrafyalarda daha çok tütsülenmiş besinler tüketilir. Mangalda yanan kömürlü kısımlar çoklukla sindirimi güç olan kanserojen hususlardır.” diye konuştu.
Daha çok tüketilmesi gerekenin lifli ve yeşil yüklü besinler olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Nihat Polat, “Kızartma çeşidi, acılı, salçalı, baharatlı şeylerden uzak durup daha çok haşlama, buğulama, ızgara tipi besinlerin tüketilmesi gerekmektedir. Taze zerzevat ve meyveler, C vitamini, mide kanserine karşı kollayıcıdır.” dedi.
Dr. Nihat Polat, çoklukla mide kanseri teşhisi konan hastaların iştahsızlık, kilo kaybı, erken doyma üzere şikâyetlerle kendilerine geldiğini söyledi. Ağrının bu hastalıkta en son bulgu olduğunu söyleyen Dr. Nihat Polat, yaptığı açıklamada şunları lisana getirdi: “Hastaların iştahsızlık, kilo kaybı, erken doyma üzere şikâyetleri birçok ülser tabanında de gelişir. Hastalar bazen kanama şikâyetiyle de gelebilir. Her gün 2 tabak yemek yerken yarım tabakla doymak, etli ve yağlı yiyeceklere karşı tiksinti hissi üzere şikâyetler de mide kanseri başlangıcında meydana gelebilir. Bu üslup şikâyetler olduğunda birinci yapılacak teşhis prosedürü mideye endoskopi yapmaktır. Teşhisler katılaşınca bu hastalarda evreleme yapmak gerekir. Evreleme yaptığımızda şayet mide kenarındaki lenf bezlerine sıçrama yaptıysa hastalara ameliyat öncesi kemoterapi-radyoterapi önerilir. Kemoterapi ve radyoterapi sonrası kanserli doku küçülünce ameliyat planlanır. Lakin lenf bezi yoksa, kanser erken yakalanmış ise direk cerrahi önerilir. Cerrahi sonrası tekrar onkoloji tarafından takip edilir.”
ERKEN TEŞHİS TEDAVİYİ KOLAYLAŞTIRIYOR
Erken teşhisin hastalığın tedavisi ve mevt oranlarının azalması için çok değerli olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Nihat Polat şunları söyledi: “Erken teşhis; kanserden korunma, teşhis ve tedavi prosedürleri açısından hayli kıymetlidir. Erken teşhis sayesinde hastaların tedaviye verdiği yanıt daha tesirli olur, takipleri de çok başarılı ilerler lakin ekseriyetle son devirde rastladığımız durum, pandemiden ötürü hastaların şikâyetleri olduğu halde hastaneye gelmekte tereddüt etmeleridir. Bu endişelerinden ötürü çok geç kalmış olaylar yakaladık ve maalesef çok kayıplar verdik. Bu devirde erken cerrahi olma seçeneğini kaybetmiş ve farklı organlara metastaz yapmış tümörler yakaladık. Bu yüzden hastalar en ufak şikâyetlerinde kesinlikle ilgili ünitelere gitsinler. Mide şikâyetleri olanların, kanser yahut başka hastalıkların teşhis ve tedavisinin erken teşhis edilmesi ve tedavi sürecini kolaylaştırması için uzmanına vaktinde başvurmasında yarar vardır.”
Ensonhaber
