Müellif ve senarist Patrick Süskind’in birinci romanı Koku 1979’da yayımlandı. Roman, müellifin başyapıtı özelliğinde. Koku romanını siz kitapseverler için inceledik..
müellif Patrick Süskind’in birinci romanı Koku, sıra dışyazar Patrick Süskind’in birinci romanı Koku, sıra dış2006’da sinemaya uyarlanan Koku’nun direktörlüğünü Tom Tykwer yapmıştır. Sinema En Yeterli Sinema Kolunda Alman Sinema Mükafatını kazandı.
KOKU YETENEĞİYLE GELEN SERİ KATİLLİK
Muharririn birinci kitabı olmasına karşın olağanüstü bir iş çıkarttığı konusunda bütün edebiyat eleştirmenleri hemfikirdir.
Süskind romanıyla memleketler arası bir üne de kavuşmuştur. 18 yüzyıl Fransa’sında geçen bu nefis roman periyodun yozlaşmış, kirlenmiş topluma sert tenkitler yöneltiyor.
Patrick Süskind
KOKULARA ÖZEL İLGİ
Romanın kahramanı Jean Paptiste Grenouille, bütün kokulara özel ilgi duyarak bu alanda uzmanlaşmıştır. Uzmanlık onu seri katile bile dönüştürebilecek kadar ileri seviyeye ulaşmıştır.
Jean Paptiste Grenouille’nin annesi onu karnında taşırken birdenbire tutan doğum sancısıyla oğlunu bir balıkçı tezgâhının yanında, daha evvel yaptığı üzere bıçakla karnını deşerek Jean Paptiste Grenouille’yi böylelikle dünyaya getirmiştir.
Sayfa: 260
BEBEK ÜZERE KOKMAYAN GRENOUİLLE
Devrin Fransa’sında kentler, sokaklar, caddeler, ana yollar, sidik ve pislik içindeydi. Daha da ileri gidersek insan dışkısına da sokaklarda rastlanıyordu.
Bu türlü ortamda doğdu Jean Pabtiste Grenouille. Annesi ise daha evvelki çocuklarını öldürdüğü için idam edildi.
Çocuk bir sütannenin yanına verildi. Sütannenin dikkatini çeken ise çocuğun başka çocuklara benzememesiydi.
Yeni doğan bebeklerin kokuları daima birebirdir fakat bu çocukta farklı bir koku geliyordu.
Bir türlü insan üzere kokmayan Jean Pabtiste Grenouille’nin bir şeytan olduğunu düşünen sütanne onu papazın yanına götürerek kendisinden para karşılığından almasını istedi.
Olağan bebek üzere kokmayan Granouille hayata merhaba diyor
İNSANI HİSLERDEN MAHRUM BÜYÜR
Papaz da çocuğun olağan olmadığını söyleyerek bayanın teklifini reddeder. En kısa müddette lanetlenmiş çocuğu başından def etmek isten sütanne devayı diğer bayanda bulur ve bebeği ona verir.
Bebeği verirken de parasını öder ve büyük bir yükten kurtulmuş olur. Granouille, Madam Galliard’ın konutunda büyüdü. Evdekilerin ilgi göstermedikleri çocuk sevgisiz biçimde hayata adım atıyordu.
Tüm insanı hislerden mahrum olarak büyüyen Granouille’i öbür insanlardan ayıran değerli özelliğe sahipti. O da kilometrelerce uzakta bir kokuyu çok rahat biçimde almasıydı.
HARİKULÂDE BİR YETENEK
Granouille inanılmaz bir yetenekti. Bu yeteneğin insanları öldürebilecek seviyeye ulaşması ise herkes için kaygı olmaya başlamıştı.
Yetişkin çağa gelen Granouille deri dükkânında çalışarak kendisini sevmeyen ailesinin gözüne girmeye çalışıyordu.
KOKU SAYESİNDE KAZANILAN ŞÖHRET
En büyük hayali parfümcü dükkanı açarak onu işletmektir. Kokular konusunda ismi duyulan Granouille’yi Fransa’nın önde gelen parfümcüsü onu dericiden satın alarak yanında çalıştırmaya başlar.
Burada çalışan Granouille işverenine olağanüstü kokular üreterek kısa müddette işlerin iyi olmasını sağladı. Böylelikle işleri düzelen işveren daha iyi paralar kazanır.
BİR MUCİZE
Granouille, bir mühlet sonra yaptığı işten sıkılarak uzakta yaşamaya başladı. Geri döndüğünde ise dünyanın en iyi kokusunu yapmak için çalışır.
Bunun için en hoş ve alımlı genç kızları öldürerek onlardan kokular yapar. Her gün genç ve bakire kızlar öldürülürken kenti de büyük endişe sarar.
CİNAYET…
Granouille için hiçbir şey bitmiş değildir. Onun gayesinde çok hoş olan öbür bir kız daha vardır, şayet onu da öldürürse dünyanın en hoş kokuyu üretebileceğine inanıyordu.
Bu seri katilin Granouille’nin olduğu anlaşılınca onu idam etmek için idam sehpası kuruldu. Tam idam edileceği sırada büyük bir müzice gerçekleşince her kes bu olana mana veremez.
Bu hoş ve tarihî romanı kesinlikle okumalısınız.
Kitap sayfası için irtibat:
Ensonhaber
