Büyük Birlik Partisi (BBP) Kurucu Genel Lideri Muhsin Yazıcıoğlu, çok genç yaşta siyasete atıldı.
Darbe periyodunda yaşadıklarına karşın devletine küsmeyen Yazıcıoğlu, her periyot millet iradesinin yanında yer alan duruşuyla dikkat çekti.
VEFATININ ÜZERİNDEN 12 YIL GEÇTİ
Helikopter kazasında hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının üzerinden 12 yıl geçti.
Muhsin Yazıcıoğlu, 31 Aralık 1954’te Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Elmalı köyünde doğdu. Birinci ve orta tahsilini Şarkışla’da tamamlayan Yazıcıoğlu, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ni bitirdi.
SİYASİ HAYATI
Siyasete giden yolda birinci adımı 14 yaşındayken Şarkışla’da Genç Davacılar Hareketine katılarak atan Yazıcıoğlu, 1972’de Ankara’ya geldikten sonra Dava Ocakları Genel Merkezinde misyon yapmaya başladı. Yazıcıoğlu, evvel İdeal Ocakları Genel Lider Yardımcılığı, sonrasında da İdeal Ocakları Genel Başkanlığı vazifelerinde bulundu.
Yoluna 1978’de Ülkücü Gençlik Derneği’nin Kurucu Genel Lideri olarak devam eden Muhsin Yazıcıoğlu, 1980’de Genel Lider Müşaviri olarak MHP’de misyon aldı.
12 EYLÜL 1980 DARBESİ SONRASI 7.5 YILI CEZAEVİNDE GEÇTİ
Hayatı boyunca Anadolu gençliğinin en iyi halde yetişmesi niyetiyle hareket eden Yazıcıoğlu, gençlerin iyi bir eğitim alıp, vatanına ve milletine hizmet etmesi gerektiğini her vakit lisana getirdi.
Yazıcıoğlu, 24 yaşındayken devrin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e mektup yazarak, “Eller silah değil, kalem tutmalı.” diyen önder olarak öne çıktı. Yazıcıoğlu, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi öncesi periyodun Dava Ocakları Genel Lideri olarak gençliğin sürüklendiği kaos ve kardeş hengamesini gören bir siyasi ferasetin de sahibiydi.
Muhsin Yazıcıoğlu, askeri darbenin akabinde “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nda” yargılandığı sırada 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl Mamak Cezaevi’nde kaldı. Yazıcıoğlu, dava sonunda rastgele bir ceza almadı.
Yaşadığı her türlü badireye karşın milletini ve devletini aşk derecesinde seven Yazıcıoğlu, 1987’de yeniden milletine hizmet için siyasete kaldığı yerden devam etti, Milliyetçi Çalışma Partisinin (MÇP) Genel Sekreter Yardımcılığı misyonuna getirildi.
MÇP’DEN AYRILARAK BBP’Yİ KURDU
Yazıcıoğlu, 1991 yılındaki genel seçimlerde tercihli sistemle Sivas’tan milletvekili seçilirken, partisiyle 1992’de yol ayrımına geldi. “Siyasi anlayışımız uyuşmuyor” diyerek bir küme arkadaşıyla MÇP’den ayrılan Yazıcıoğlu, 1993’te Kurucu Genel Lideri olduğu BBP’yi kurdu.
BBP’nin seçimi protesto etmesi nedeniyle partiden istifa eden Yazıcıoğlu, 22 Temmuz 2007’de yapılan seçimlerde Sivas’tan bağımsız milletvekili seçildi ve TBMM’ye girerek seçimden evvel bıraktığı Genel Başkanlık vazifesini tekrar devraldı.
HER VAKİT MİLLETİN YANINDA YER ALDI
1980 yılındaki askeri darbenin akabinde 7,5 yıl cezaevinde kalan Yazıcıoğlu, siyasi hayatı boyunca darbelere her vakit karşı çıktı.
Millet iradesinin yanında yer alan, siyasi hayatı boyunca görüşünü her vakit yüksek sesle lisana getiren Yazıcıoğlu, 28 Şubat postmodern darbesine karşı duran önderlerden biri olarak da dikkati çekti.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun “Ordu gözbebeğimizdir lakin namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam.” kelamı, o devir ve sonrasında darbelere karşı adeta simge haline geldi.
ÖNE ÇIKAN SÖZLERİ
BBP’nin kurucu başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun, siyasi ömrü boyunca yaptığı kimi açıklama ve telaffuzları de siyasete damga vurdu.
“Bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bir dünya için, bu kadar fırıldak olmaya gerek yok,” “Firavun’a karşı çıkmak yetmez, Musa’nın yanında olmak gerekir,” “Ben devlete, millete kurşun sıkanlara değil, ‘Ben okumak istiyorum’ diyenlere af istiyorum.” ve “Kan dökmeyi seven bir millet değiliz lakin kelam konusu vatan ise dünyanın şah damarını keseriz.” kelamları, Yazıcıoğlu’nun öne çıkan tabirleri ortasında yer alıyor.
BİRİNCİ SEFER KİRALADIKLARI HELİKOPTER DÜŞTÜ
Muhsin Yazıcıoğlu, 2009’da güç kurallarda mahallî seçimler için birinci defa helikopter kiralayarak mitinge katıldı ve tüm imkansızlıklara karşın seçimler için iddialıydı.
“Hazineden yardım almadan siyaset yapan tek partiyiz. Birinci kez helikopter kiralayarak miting yapıyoruz. Seçimlerde iddialıyız.” diyen Yazıcıoğlu’nun da içinde bulunduğu helikopter, Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesindeki mitingin akabinde Yozgat’ın Yerköy ilçesine giderken 25 Mart 2009’da Göksun ilçesi kırsalına düştü.
Bölgede yapılan arama çalışmaları sonrasında Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin cansız vücudu, Keş Dağı Kurudere Kanlıçukur mevkisinde bulundu.
ŞİİRE TUTKUSUYLA BİLİNİYORDU
Yazıcıoğlu, 31 Mart 2009’da Kocatepe Mescidi’nden son seyahatine uğurlandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki merasimde, Yazıcıoğlu’nun Türk bayrağına sarılı tabutunun üzeri, sevenleri tarafından çiçeklerle donatıldı. Binlerce seveni tarafından son seyahatine uğurlanan Yazıcıoğlu’nun naaşı, vasiyeti üzerine Taceddin Dergahı’na defnedildi.
Vefatının akabinde Muhsin Yazıcıoğlu’nun ismi Sivas başta olmak üzere Anadolu’nun birçok kenti ile Pakistan üzere dost ve kardeş ülkelerde cami, cadde, park, okul ve vakıflara verilerek yaşatılıyor.
Vatan ve millet sevgisiyle, unsurlu duruşuyla Türk siyasi hayatında iz bırakan önderlerden biri olan Muhsin Yazıcıoğlu, siyasetçi kimliğinin yanı sıra şiire tutkusuyla da biliniyordu.
“BETON ÇOK SOĞUK, ÜŞÜYORUM”
Yazıcıoğlu’nun naaşının, helikopter düştükten sonra karların üzerinde bulunması, sevenlerine “Üşüyorum” şiirini hatırlattı ve sevenleri tarafından adeta sembol haline getirildi.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun şiirinde, “…Huzur dolu içimde / Ben sonsuzluğu düşünüyorum / Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum / Durun kapanmayın pencerelerim / Güneşimi kapatmayın / Beton çok soğuk, üşüyorum…” dizeleri yer almaktaydı.
“GÜL Kİ GÜL YÜZÜNDE BİNLERCE GÜLLER AÇSIN”
Mamak zindanlarının en acımasız devrinde bile bu acıdan bir mefkure oluşturan, umudunu kaybetmeyen Yazıcıoğlu’nun “Gül, gül ki gül yüzünde binlerce güller açsın / Gül bahçesi gül yüzünden sevgi topla demet demet / Sevgide güller açsın, güller sevgi dağıtsın / Sevgiyle bakıyor gül üzere görüyorsan sen bahtiyarsın…” şiiri hafızalarda yerini koruyor.
Ensonhaber
