Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi (SEAH) Pandemi Yerleşkesinden sorumlu Başhekim Yardımcısı Dr. Mehmet Durmuş’un, belirti üzerine 4 Aralık 2020’de yaptırdığı Kovid-19 testi müspet çıktı.
Filyasyon takımlarınca eşi Sakarya Vilayet Ulusal Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş’a yapılan test sonucunun da olumlu çıkmasıyla çift meskende karantinaya girdi.
Birinci vakitlerde badire çekmeseler de durumları ağırlaşınca hastanede tedavi altına alınan çift, yaklaşık 1 ay beden kırgınlığı, ateş, öksürük ve yüksek derecede nefes darlığıyla uğraş etti.
Güçlü sürecin akabinde sıhhatine kavuşan Durmuş çifti, nefes almanın kıymetine işaret ederek insanları önlemlere uymaları ve aşı olmaları konusunda uyarıyor.
“BİR BARDAK ÇAY İÇEMİYORDUM”
Dr. Mehmet Durmuş, hastalık sürecinde nefes alamadığı için bir bardak çay dahi içemediğini anlatarak, “Bir kaşık yemek yerken nefes nefese kalıyordum, yemek yiyemiyordum. Öbür bir şeyim yoktu ancak müthiş nefes darlığım vardı, hastanedeki çalışma arkadaşlarım ‘Yoğun bakıma gireceğim ve entübe edileceğim.’ diye korkmuşlardı.” tabirlerini kullandı.
“NEFES ALMANIN DEĞERİNİ ÖĞRENDİM”
Nefes almanın değerinin bilinmesi gerektiğini vurgulayan Durmuş, şöyle devam etti:
“Alamayınca bedelini hissediyorsunuz. Hastanede verilen ilaçlardan sonra rahat rahat uyumaya başladım. Birinci vakitlerde konutta uyuyamıyordum, balkona gidip dolaşıyordum. Otomobilden inip hastanede birinci kata çıkana kadarki 100 metrede akla karayı seçtim. Eşime tutunuyorum, nefes alamıyorum. Odaya gidince hemşireler çabucak oksijen verdiler, o denli rahatladım. Çok zorlandım. Allah kimseye göstermesin, o yüzden korunmaya çalışalım.”
“LÜTFEN ÖNLEMLERE UYUN, AŞINIZI OLUN”
İnsanlara maske, ara ve paklık kurallarına uymaları davetinde bulunan Mehmet Durmuş, “Değil tabip, Kovid-19 geçirmiş bir insan olarak lütfen, rica ediyorum; aşınızı olun.” dedi.
“SIRTIMDAKİ KEMİKLER AYRILIYOR GİBİYDİ”
Vilayet Ulusal Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş da hastalığın birinci vakitlerinde şiddetli baş ağrısı yaşadığını belirterek, şunları kaydetti:
“Normal ağrı değil, gözleriniz yerinden fırlayacakmış üzere baş ağrısı yaşıyorsunuz. Tat ve koku kaybı olmadı, başta süreç rahattı lakin 5-6 günden sonra Mehmet Bey’in analizleri yüksek çıkınca onu hastaneye yatırdık, refakatçi olarak ona eşlik ettim. Üçüncü günden sonra benim de durumum ağırlaştı. Önemli manada nefes almakta zorlanıyordum. Öksürmekten nefes alamıyorum, sırtımdaki bütün kemikler birbirinden ayrılıyor zannediyordum, ciğerlerim dışarı çıkacak üzereydi. Öksürmenin getirdiği tahribattan kan gelmeye başladı. Hastanede tedaviye başlandı, buhar ve oksijen desteği verildi, çok şükür atlattık.”
Nefes alamadıklarında hayatın değerini anladıklarını aktaran Durmuş, sağlıklı insanların bunun farkında olmadığını söyledi.
Durmuş, tedavi sürecinde sıhhat vazifelilerinin cansiparane çalışmalarına şahit olduğunu tabir ederek, “Belki insanların aklına, ‘Biriniz doktor, biriniz Vilayet Ulusal Eğitim Müdürü, natürel ki sizinle ilgilenirler.’ kanısı gelebilir ancak bu türlü değil. Yattığımız serviste bütün hastalarla tıpkı içtenlikle ilgilendiler. O yüzden ‘Onların işlerini kolaylaştırmak lazım.’ diye düşünüyorum. Kurallara uyma noktasında hassasiyet gösterelim.” dedi.
Hastanedeyken en küçük çocuğunun karantinayı konutta tek başına geçirdiğini, kalbinin bir tarafının oğlunun yanında olduğunu anlatan Durmuş, kendilerine takviye veren sıhhat ve eğitim topluluğuna teşekkür etti.
Ensonhaber
