Düzce merkeze bağlı Ozanlar köyünde yer alan Orhan Gazi periyodundan kalan, Kocaeli Kültür ve Tabiat Varlıklarını Muhafaza Bölge Müdürlüğü tescili ile en az 300 yıllık olduğu düşünülen Tarihi Orhan Gazi Camii unutulmuşluğunu yaşıyor.
Köyün mezarlığı içinde bulunan harabe caminin çöken kubbesi ve duvarları, köylüleri huzursuz ediyor. Köylüler caminin bir an evvel akıbetinin belirlenmesini istiyorlar.
Kocaeli Kültür ve Tabiat Varlıklarını Müdafaa Bölge Müdürlüğü tarafından tescillendiği için tehlike saçmasına karşın yıkım yapılamayan caminin köylüler tarafından tamiri da gerçekleştirilemiyor.
“HERKES SORUMLULUĞU BİRBİRİNE ATIYOR”
300 yıllık caminin içindeki minber, mihrap, pencere döşemeleri özgün haliyle kalırken, kubbesi ise 300 yılın akabinde çökmüş durumda.
Yeri de çürüyen ve her türlü tehlikeye açık olan tescilli tarihi camii için köylüler, Düzce Valisi Cevdet Atay ve yetkililerden tarihi caminin hayata kazandırılması için çalışma başlatmasını bekliyor.
Caminin sarsıntıda yıkıldığını söyleyen köy sakini Dursun Çetin, “Birçok yere müracaat ettik. Çok kişi geldi, inceledi lakin yapmadılar, ilgilenmediler. Her kurum birbirine attı. Gelen tamam diyor çekip gidiyor. Biz ise bu caminin yapılmasını yahut yıkılmasını istiyoruz. Çok tarihi bir camii ancak bu türlü gördükçe içimiz kan ağlıyor. Elimizi sürdürmüyorlar. Tadilat yapamıyoruz zira herkes sorumluluğu bir birine atıyor.
“HER KURUM DİĞER BİR KURUMA YÖNLENDİRİYOR”
Müze müdürlüklerine gidiyoruzi Valiliğe gönderiyor. Valiliğe gidiyoruz. Kocaeli Kültür ve Tabiat Varlıklarını Müdafaa Bölge Müdürlüğü’ne gönderiyor. Kocaeli, Bursa’ya gönderiyor. Bursa, Ankara’ya gönderiyor. Her kurum öteki bir kuruma yönlendiriyor. Bu cami tıpkı vakitte Kültür Varlılarını Muhafaza Müdürlüğü’ne ilişkin ancak onlarda bize el sürdürmüyorlar, kendileri de yapmıyorlar. Burasını tescillediler sonrasına yapmamıza da müsaade vermiyorlar. Bu haliyle burası çok tehlike lakin yapacak bir şey yok.
Her yere müracaat ettik. Dokümanlarımızda mevcut. Buraya delikanlılar geliyorlar. Burada alkol de alıyorlar. En yakın benim meskenim fakat burada gürültü olduğunda rastgele bir şey olduğunda ben korkuyorum. Jandarmaya haber veriyoruz. Jandarmanın zirve lambasını görünce de kaçıp gidiyorlar. Burası ile ilgili kesin tahlil bekliyoruz.” dedi.
“SESİMİZİ DUYURAMADIK”
Caminin Osmanlı devrinden kalma olduğunu söz eden bir öbür köy sakini Abdurrahman Çelik ise “Osmanlı devrinden kalma bir cami. Çok kuruma müracaat yaptık. Tescilli olduğu için bize el sürdürmüyorlar. Başvurmadığımız, gitmediğimiz yer kalmadı. Her kurum öteki kurumu yönlendiriyor. Sesimizi duyuramadık. Burası tehlikede arz ediyor. Burada uyuşturucu husus kullanıyor, alkol alıyorlar. Her an yıkılma tehlikesi var. Ne olacağı aşikâr değil. Elimizden gelip bir şey de yapamadık.” diye konuştu.
“GÖRDÜKÇE YÜREĞİM SIZLIYOR”
Köyden geçerken harabe formundaki camiyi gören Kamil Onur da, “Bu camiyi gördükçe benim yüreğim sızlıyor. Günümüzde Osmanlı periyoduna ilişkin diziler çekiliyor ve bir dünya paralar aktarılıyor. Devletimiz bu caminin yıkık, dökük olduğunu bildiği halde, bütün kamu kurum ve kuruluşlarına bilgi ve evrak sunulduğu halde Tabiat Varlıklarını müdafaa bölge müdürlüğünde de tescilli olduğu halde bu mescide rastgele bir onarım yapılmıyor ve yazgısına terk ediliyor. Herkeste fikir veriyor. Fakat bütün kurumlarda bilgi ve doküman bulunduğu halde hiçbir teşebbüste bulunulmuyor.
Bütün kamu kurumları buna duyarsız kalıyor, bu caminin yok olmasına göz yumuyorlar. Benim şahsen kalbim sızlıyor. Bütün kamu kurumlarının da kalbi sızlamıyor mu ben merak ediyorum. Neden devletimiz bu mescidimize sahip çıkmıyor, neden Düzce Müze Müdürlüğü buna sahip çıkmıyor. Niçin gayret edilmiyor. Şayet bu caminin bu halini görüp yürekleri sızlamıyorsa tarihi camiyi yıksınlar. Buraya çocuklar geliyor, oynuyor. Çocuklara bir şey olsa bunun vebalini kim ödeyecek. Bundan kim sorumlu olacak. Bununla ilgili yetkili üniteler gelsinler baksınlar, gerekirse yapsınlar gerekirse yıksınlar.” formunda konuştu.
Ensonhaber
