Temeli 23 yıl evvel atılan ve yıllardır inşaat halinde bekleyen CSO’nun yeni binası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ağır çalışmalarıyla tamamlanarak bugün açıldı.
Orkestra binasının her türlü muhtaçlığa karşılık verecek biçimde inşa edildiğini belirten Erdoğan, “Senfoni Orkestrası binası, her muhtaçlığa karşılık verecek formda tasarlanmıştır. Binada bulunan büyük ve küçük konser salonları, dünyadaki akustik sistemlere uygunca inşa edilmiştir. Devlet opera, bale, yanı sıra özel kurumlar da bu salondan istifade edecektir. Dünyanın sesi burada toplanarak içimizdeki tüm hoşluklar notalara yansıyacaktır.” diye konuştu.
“AYRIM YAPAN ESKİ TÜRKİYE GÖRÜNTÜSÜNE SON VERDİK”
Erdoğan ayrıyeten, “Türkiye, bizim devrimizde yalnızca siyasette, iktisatta, savunmada değil, kültür, sanat, müzik, edebiyatta da prangalarından kurtulmuştur. Şairleri, muharrirleri, sanatkarları ortasında ayrım yapan, insanlarını dinledikleri müziklere, giydikleri kıyafetlere nazaran ayıran eski Türkiye görüntüsüne son verdik.” tabirlerini kullandı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, OKTAY DALAYSER’İ ANDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şu halde:
“Açılış programımıza yurtdışından teşrif eden ve az sonra icralarını dinleyeceğimiz değerli sanatkarlarımıza ‘ülkemize beğenilen geldin’ diyorum. Geçen hafta kaybettiğimiz CSO emekli başkemancısı Oktay Dalayser’i şahsım ve milletim ismine yad ediyorum. CSO’da 30 yılı başkemancı olmak üzere 45 yıl misyon yapan sanatkarımız geride müstesna bir miras bıraktı. Kendisine bir sefer daha Allah’tan rahmet, ailesine ve sanat topluluğuna sabırlar diliyorum.”
“Açılış programımızı koronavirüs önlemleri nedeniyle kısıtlı bir iştirakle gerçekleştirmek zorunda kaldık. Salgını daima birlikte önlemlere uyarak en kısa vakitte atlatmayı düşünüyoruz. Gerek siyasi çalışmalarımızı, gerek görüşme ve kabullerimizi salgın gerçeğine nazaran düzenliyoruz.
Konser salonumuzun açılışını ülkemizin kültür ve sanatı için son derece değerli olduğu için ertelemek yerine çabucak gerçekleştirmeyi seçtik. Çabucak yanımızdaki bina maalesef talebi karşılamaya yetmiyordu.”
Misyona geldiğimizde yarım yamalak da olsa birtakım fizibilite çalışmaları yapılmıştı. Bu çalışmaları tekrar ele alarak eksikleri giderdik, projeye sürat verdik.
5 BLOKTAN OLUŞUYOR
“Uzun periyot sürüncemede kalan bu projeyi şahsen takip ederek tamamlamayı başardık. Dünyadaki emsalleriyle yarışacak biçimde inşa edilen CSO Konser Yerleşkesi 14,5 hektarlık alan üzerinde 5 bloktan oluşmaktadır.
Bu projede 2023 kişilik konser salonu, 500 kişilik mavi salon, 600 kişilik tarihi salon, stant salonu, ikramlık eşya mağazası ve 10 bin kişilik açık konser salonu mevcuttur. Her muhtaçlığa karşılık verecek halde tasarlanmıştır.”
“TÜM HOŞLUKLAR NOTALARA BURADA YANSIYACAK”
Yalnızca mimari açıdan değil, teknik özellikleriyle de özel bir yerdir. Büyük ve küçük konser alanları dünyaca ünlü akustik uzmanlarıyla doğal akustik prensibine nazaran inşa edilmiştir.
Salgın kurallarının hafiflemesiyle burası inşallah başkentimizin ortasında sanatseverler için bir sanat ve müzik vahasına dönüşecektir. Her lisandan ve her telden dünyanın sesi burada toplanacak, içimizdeki tüm hoşluklar notalara burada yansıyacaktır.
Pisagor ve Farabi tertibinden ilhamlarla, Mozart ile Bach’ın portrelerinden… Bir kemanın içli sesinden yayılan ayrılık, bir bağlamanın en şık perdesinde yankılanan hasret tekrar burada gönlümüze düşecektir.
“ANKARA’YA VE TÜM SANATSEVERLERE İYİ OLMASINI DİLİYORUM”
“Her açıdan göz kamaştırıcı bu mükemmel yapıtın tekrar Ankara’ya ve tüm sanatseverlere güzel olmasını diliyorum. Bu yapıtı kentimize kazandıran Kültür ve Turizm Bakanlığımızı, başta sayın bakan ve takımını, projede vazife alan mimarından mühendisine, personeline, herkesi şahsım ve milletim ismine canı gönülden tebrik ediyorum.
Merhum Yahya Kemal’e nazaran bizim devlet kurma ve askerlik dışında dünya ortalamasının fevkinde olan 3 büyük sanatımız vardır. Yahya Kemal bujnları mimari, musiki ve şiir olarak sıralıyor. Tarihimize baktığımızda mimari ve şiirle bir arada musikinin de kültrümüüzde çok kıymetli bir yer tuttuğunu görüyoruz. Türk sanat müziğine hayat veren perde ve makamlar, kökü bin yıllara giden uzun serencamın yoldaki işaretleri mahiyetindedir.”
Merhum Yahya Kemal, Itri şiirinde bu gerçeği şu halde söz ediyor:
“Tâ Budin’den Irâk’a, Mısr’a kadar,
Fethedilmiş uzak diyarlardan,
Vatan üstünde hür esen rüzgâr,
Ses götürmüş bütün baharlardan.
Ses götürmüş bütün baharlardan.
Yedi yüz yıl süren öykümüzü
Dinlemiş ihtiyar çınarlardan.”
“Türk müziği hem bu kadim birikimin, hem asırlık seyahatimizin, hem de bin yıllık öykümüzün özü ve özetidir. Horasan erenlerinin hikmetini, Maveraünnehir’in rahmetini, Anadolu’nun irfanının bugüne taşıyan bir hazinedir. Türkü ve müziklerimiz bizim bu topraklardaki varlığımızın seste, güftede beden bulan abideleridir.
Sanat müziğinden halk müziğine kadar tüm müzik kısımlarını kültür deryamızı zenginleştiren birer ırmak olarak görmemiz gerekiyor. Türk müzik tarihinde Itri’nin yeri neyse, Karacaoğlan’ın yeri de orasıdır.
Müzik çeşitlerimiz ortasında olduğu üzere müzisyenlerimiz, bestekarlarımız, sanatkarlarımız ortasında asla ayrım yapamayız. Müzik konusunda da bir periyot çok önemli kusurlar yapılmıştır ülkemizde.”
“JAKOBEN ZİHNİYETTEN TÜRK MÜZİĞİ DE HİSSESİNİ ALDI”
“Türkiye’nin üzerine karabasan üzere çöken Jakoben zihniyetten maalesef Türk müziği de hissesini almıştır, sanat hayatımızın çölleşmesine neden olmuştur. Müzik inkılabı ismi altında Türk halk ve sanat müziğinin yasaklandığı periyotlar yaşanmıştır.
Halkı baskıyla, zorbalıkla dönüştürebileceğini zannedenler halkın müzik zevkini de yasaklarla değiştirebileceğini sanmıştır. Son 18 yılda kültür-sanat dünyamızın zenginleşmesinin daha renkli, özgün ve özgür bir karaktere bürünmesinin gerisinde yatan sebep budur. Türkiye bizim devrimizde yalnızca siyasette, iktisatta, savunmada değil, kültür, sanat, müzik, edebiyatta da prangalarından kurtulmuştur.
Şairleri, müellifleri, sanatkarları ortasında ayrım yapan, insanları dinlediklerini müziklere, giydikleri kıyafetlere nazaran ayıran eski Türkiye görünümüne son verdik.
Bu topraklara ilişkin ne varsa hiçbir komplekse kapılmadan ülkemizin bir kazanımı olarak hepsini kucaklamaya çalıştık. Çeşitliliği artıracak her türlü yapıtı sahiplenme gayreti içerisinde olduk.
Bu topraklara ilişkin ne varsa hiçbir komplekse kapılmadan ülkemizin bir kazanımı olarak hepsini kucaklamaya çalıştık. Çeşitliliği artıracak her türlü yapıtı sahiplenme eforu içerisinde olduk.
Misyona geldiğimizde ülkemizdeki kültür merkezi 42 biz buna 74 daha ek ederek 116’ya çıkardık.
Desteklenen özel tiyatro sayısını 59’dan 328’e, verilen takviye ölçüsünü da 850 bin liradan 12 milyon liraya çıkardık. Salgın devrinde sinemadan müziğe, tiyatrodan yayımcılarımıza kadar önemli takviyeler verdik.
Birileri istismar peşinde koşarken biz KDV indirimi, dayanak paketi üzere somut adımlarla sanatkarlarımıza sahip çıktı. İnşallah bundan sonra da sanatı ve sanatkarlarımızı desteklemeye devam edeceğiz. Bir defa daha CSO Konser Alanı’nın iyi olmasını diliyorum.
Burada vazife yapacak tüm sanatkarlarımıza muvaffakiyetler temenni ediyorum. Kültür ve Turizm Bakanımız ile grubuna bu hoş yapıtın ülkemize kazandırılmasındaki katkılarından ötürü teşekkürlerimi iletiyorum.”
KÜLTÜR BAKANI MEHMET NURİ ERSOY DA KELAM ALDI
Öte yandan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncesinde, açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının (CSO) yeni binasının açılış programında konuşan Ersoy, Türkiye’nin güçlü ve derin bir kültürün mirasçısı olduğunu, kültürün içerisinde müziğin gelişimine ve uygulamalarına bakıldığında, bunun üniversal bir olgu olarak görüldüğünü söz etti.
BAKAN ERSOY, ORKESTRANIN TARİHİNİ ANLATTI
Bakan Ersoy, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının temellerinin 19’uncu yüzyılın başında atıldığını, 1826’da “Muzıka-ı Hümayun” ismiyle kurulduğunu, Osmanlı devletinin son asrındaki problemli periyotlarında dahi sanatını aralıksız icra ettiğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan 6 ay sonra ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün buyruğu ile Ankara’ya taşınarak, devletin birinci müzik kurumu olma sorumluluğuyla hizmetine başladığını anlattı.
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin tanıtılması için 1926’da çıkılan 3 aylık turnede orkestranın Marsilya’dan Londra’ya, Helsinki’den Leningrad’a, Amsterdam’dan Varna’ya 20 limanda konser verdiğini belirten Ersoy, şunları kaydetti:
“O turnede birinci sefer memleketler arası platformlarda ismini duyuran ve kendisinden övgüyle kelam ettiren Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, yıllar içinde çabucak hemen tüm Avrupa’da ve dünyanın farklı kültür coğrafyalarındaki birçok ülkesinde konserler gerçekleştirmiştir. Orkestramızın bu turnelerde mazhar olduğu yakın ilgi ve alakanın, ülkemizin kültürel varlığının ve sanat dağarcığının tanıtılmasında büyük hisse sahibi olduğuna da yakından şahidiz.”
Ersoy, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının bugüne kadar yalnızca sanat icrasıyla kalmayıp sayısız sanatkarın yetiştirilmesi ve toplumun müzik alanında belli bir seviyeye erişmesi için kıymetli bir fonksiyonu yerine getirdiğini söz etti.
“CSO, DÜNYA STANDARTLARINDA BİR YERE KAVUŞMUŞTUR”
Bakan Ersoy, “Bugün karşımızda iki asra yaklaşan tarihiyle, çatısı altında yetişmiş eşsiz sanatkarlarıyla ve sahip olduğu memleketler arası saygınlıkla, hepimizin gurur kaynağı olan bir kurum durmaktadır.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2018’de orkestranın kendisine yakışacak yeni yerinde sanat hayatına devam etmesi, imkanlarının geliştirilmesi ve ihya edilmesi istikametinde talimat verdiğini anlatan Ersoy, ağır çalışmalar sonucunda, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının bugün dünya standartlarında bir yere kavuştuğunu söyledi.
Bakan Ersoy ayrıyeten şunları kaydetti:
“Bu projeyi, sanatımıza ve sanatkarlarımıza layık biçimde, zarafeti ve teknolojiyi birleştiren bir anlayışla tamamladık. Gururla tabir etmek isterim ki bu eser ülkemizde şu ana kadar konser salonu işlevi için inşa edilmiş en büyük yapıdır. Binada yer alan konser salonları, dünyaca ünlü akustik uzmanlarınca ‘doğal akustik’ prensibine uygun olarak tasarlanmış, betonarme kabuklarının inşası sırasında, dünyada son derece sonlu olan ‘pnömatik sistem’ kullanılmıştır. Yeniden bir gurur vesilesidir ki geleceğin zanaatkarları bugünün sanatkarları için üretim yapmıştır. Konser salonumuzda kullanılan sanatçı koltukları, Türkiye’de birinci sefer memleketler arası standartlara uygun olarak, yerli ve ulusal imkanlarla Beypazarı Fatih Mesleksel Teknik Anadolu Lisesinin yetenekli öğrencileri tarafından tasarlanmış ve ihtimamla üretilmiştir. Kelamın özü, milletimizin buyruğuna sunulan öteki eserler üzere bu eser de açıkça göstermektedir ki hiçbir vakit yalnızca yapmış olmak için adım atılmamış, günü kurtarma fikrinde olunmamıştır.”
KONSERİ ŞEF CEMİ CAN DELİORMAN YÖNETECEK
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının yeni konutundaki birinci konserini eğitimi, sanat hayatı ve akademik çalışmalarıyla memleketler arası bir müzik insanı olan, orkestranın Genel Müzik Yöneticisi, Şef Cemi’i Can Deliorman’ın yöneteceğini söz eden Ersoy, “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının yeni konser salonu binası ile tarihi CSO binasını kapsayan yerleşkemizin güzel olmasını, sanatımıza ve sanatkarlarımıza uzun yıllar hizmet etmesini, yeni yapıtlara ve başarılara ilham vermesini temenni ediyorum. Orkestramızın kuruluşundan bugüne kadar, eşsiz hizmetleriyle kültür ve sanatımıza bedel katan tüm sanatkarlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Elbette ki sahnenin bir de gerisi var. Yöneticilerimizden teknik takımımıza tüm mesai arkadaşlarımı ve bu hoş akşamın tertibinde vazife alanları farklı başka tebrik ediyorum.” diye konuştu.
Ensonhaber
