Koronavirüs ile uğraşta ön cephede yer alan sıhhat çalışanları, salgının Türkiye’de görülmesinden itibaren canla başla misyonlarını yerine getiriyor. Birçok meslektaşını virüs nedeniyle kaybeden sıhhat çalışanları, tedavi ettikleri pandemi hastalarının yaşadıklarını unutamıyor.
Denizli Pamukkale Üniversitesi Başhekimi Prof. Dr. İbrahim Türkçüer, mart ayından bu yana koronavirüsle kapsamlı bir biçimde savaş verildiğini, sıhhat çalışanlarının da hayatlarını ortaya koyarak misyon yaptığını söyledi.
“VİRÜSÜ BULAŞTIRDIĞI ANNE VE BABASINI KAYBETTİ”
Salgının başladığı günden bugüne maske ve hijyene çok dikkat ettiklerini anlatan Türkçüer, şunları kaydetti:
“Vatandaşlarımızın kurallara uymadığını görünce hayal kırıklığı yaşıyoruz. Şunu söz etmek gerekir ki hastanede çok acı durumlarla karşılaştık. Bunu bilhassa halkımıza anlatmak istiyorum. Kovid hastaları şuuru yerinde olmasına karşın nefes alamadıkları için boğulma hissi yaşıyor. Nefes alamadığı için ismini söyleyemeyen hastalar gördüm. Hastanede çok dramatik durumlarla karşılaştık. Acilde nefes darlığı çeken 3 kişi yan yana oturuyordu ve bu ailenin hepsi koronavirüse yakalanmıştı. Genç taburcu oldu lakin annesi ve babasını kaybetti. Bu genç hastamız, anne ve babasını son kere acil serviste görmüş oldu. Toplumsal hayatına dikkat etmediği için hastalığı anne ve babasına bulaştırmış. Gencin o vicdan azabından düştüğü durumu görmek beni çok etkiledi.”
“ÖLÜMDEN KORKAR ÜZERE KORKMALIYIZ”
Sıhhat çalışanları olarak en iyi hizmeti vermeye çalıştıklarını vurgulayan Türkçüer, “Ölümden korkar üzere bu koronavirüsten korkmamız gerekiyor. Mart ayında ağır bakıma giren bir hastamız daha yeni taburcu edilebilecek düzeye gelebildi. ‘Hastaneye giderim çabucak tedavi olurum’ diye bir şey yok.” sözlerini kullandı.
“GRİP DİYE GEÇİŞTİREN VAR”
Olay sayısının artmasının hastalara müdahaleyi güçleştirdiğini aktaran Öncel, “Belirtileri önemsemeyen, ‘grip’ diyerek geçiştiren, hastaneye geç gelen olaylar da var. Geç gelen olaylarda hastalığın akciğere inmesiyle bizim tedavi formlarımız zorlaşmış oluyor. 99 yaşında taburcu ettiğimiz hastamız da var lakin 50’li yaşlarda kaybettiklerimiz de çok oldu. Beni ve hekim arkadaşlarımı en çok yaralayan mevt haberini vermek oluyor. Kardeşini, eşini, çocuğunu ve sevdiğini kaybedenleri görmek, onun acısını yaşamak çok sıkıntı bir durum.” dedi.
“ACİL SERVİS, ‘BANA BİR ŞEY OLMAZ’ DİYENLERLE DOLU”
PAÜ Acil Tıp Ana Bilim Kısmı Dr. Öğretim Üyesi Alten Oskay, Kovid-19 tanısı alanların birçoklarının daha evvel hastalığı önemsemeyen ve önlem almayan insanlardan oluştuğunu gördüklerini söyledi.
Gelen hastalardan kimilerinin “bana bir şey olmaz” diye düşündüğünü anlatan Oskay, “Ama durumları birden kötüleşebiliyor ve kaybedebiliyoruz. Ailece gelen hadiselerden kimilerini kaybediyoruz. Bütün aile yıkılıyor. Bizim için ailenin kalan fertlerine vefat haberini vermek, acılarını paylaşmak çok üzücü oluyor. Gelen hastalarda gördüğümüz tek şey tedbirsizlik. ‘Eyvah’ dediklerinde çoktan koronavirüse yakalanmış oluyorlar. Acil servisin içi, ‘bana virüs bulaşmaz’ diyen beşerlerle dolu. Biz tabip olmamıza karşın hastalığa yakalanır mıyız telaşına kapılırken onların rahatlığını anlamak mümkün değil. Kendileri yahut sevdiklerinin ölebileceğini hayal edemiyorlar. Bu yüzden önlemli olmalarını istiyoruz.” diye konuştu.
Ensonhaber
