ludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Sinan Çavun ile Ebru Çavun’un kızları Irmak, 4 yaşında başlayan fotoğraf çizme yeteneğini vakitle geliştirdi. Katıldığı birçok fotoğraf müsabakasında mükafatlar kazanan Çavun, oyun karakterleri çizmeye yöneldi.
ALANINDA TEK TÜRK OLDU
Dijital alanda çizdiği karakterlerle, 37 yıldır Amerika’da düzenlenen Writer & Illustrators of the Future yarışmasını kazandı. 2019 yılında sonuçları açıklanan müsabakanın ödül merasimi ise pandemi nedeniyle 2 yıl sonra ekim ayında ABD’de yapıldı. Geleceğin Oyun Muharriri ve Çizeri tek Türk olan Irmak Çavun, mükafatını Los Angeles’ta, ailesinin de katıldığı merasimle aldı.
“KAZANDIĞIMI SÖYLEDİKLERİNDE İNANAMADIM”
Çizim merakının şimdi 4 yaşındayken çizdiği bir köpek resmi ile başladığını söyleyen Irmak Çavun, dünyanın en itibarlı yarışına uzanan süreci şöyle anlattı:
“Sanat açısından lise sona kadar hiçbir eğitim almadım. Hiçbir vakit spesifik olarak bu ödül için çalışmadım. Daha evvelki çalışmalarımın meyvesi oldu bu yarış. Ben bu sırada daha çok TED’deki IB’ye Memleketler arası Bakalorya programına ve portfolyeme çalışıyordum ve bu çalışmalarımın sonucunu da bu yarışa gönderdim ve beğendiler. Beni aradıklarında müracaatımın üzerinden aylar geçmişti. 8 ay sonra aradılar. ‘Amerika’dan bir numara arıyor ‘diye telefonu açmayacaktım. Telefonla arayacaklarını bile bilmiyordum. Birinci başta ‘Kandırmak, dolandırmak için arıyorlar’ diye düşündüm. Telefonu açtıktan sonra bana kazandığımı söylediler, ben bir müddet reaksiyon veremedim, inanamadım. Bu kadar büyük bir şey olduğunun o sırada farkında değildim. Bir beklenti ile girmemiştim yarışa.”
“KENDİMİZİ SABOTE EDİYORUZ”
Kazandığı yarışın vermek istediği bildiriler için büyük kıymet taşıdığını söyleyen Irmak Çavun, “Söylemek ve yaymak istediğim bildiriler var. Bu yarış bana, bunu yapma talihini verdi. Bunun için nitekim minnettarım. Söylemek istediğim şey de ‘Siz de yapabilirsiniz’. Evet; mazeretler, fırsatsızlıklar ve haksızlıklar var. Ben bunu yapamıyorum, demektense, ‘Ben bunu yapamıyorum ya da ben buna erişemiyorum. Bu türlü bir bahtım yok. Bu hususta ne yapabilirim?’ demeliyiz. Ve birçok kişinin farkında olmadığı, birden fazla kişinin yapmadığı şeyin de bu olduğunu düşünüyorum. Alışılmış ki çok sayıda yetenekli insan var benimle tıpkı şeyleri hak eden. Yalnızca denemeye devam etmek gerekiyor. Bazen kendi kendimizi ‘yapamıyorum, imkanım yok’ diye sabote ediyoruz” diye konuştu.
“DAHA GÜZELİNİ HAK EDİYORUZ”
Kaliforniya’da oyun tasarımı eğitimini sürdüren Çavun’un en büyük hayali ise kendi oyun şirketini kurmak. Çavun, oyun sanayisinde bayanların da en az erkekler kadar başarılı olacağını kanıtlamak istediğini belirten Irmak Çavun, “Çünkü şu an büyük şirketlerde, cinsiyet eşitsizliğinin bu kadar fazla olduğu bir sanayide biz daha düzgününü hak ediyoruz. Daha güzelini yapabiliriz. Ve bu yüzden ben kendi oyun şirketimi kurmak istiyorum, bunun için çalışıyorum. Fırsat arayacağım, fırsat bulamazsam fırsat yaratacağım. Bunu hepimiz yapabiliriz. Türkiye’de eğitim sistemi sanata ehemmiyet vermezken, fırsatsızken, fırsat arayacağız. Bulamıyorsak da fırsat yaratacağız” sözlerini kullandı.
“ÇOCUK BİR ALANA YETENEKLİYSE DESTEKLENMELİ”
Anne-baba olarak kızlarını her vakit desteklediklerini söyleyen Prof. Dr. Sinan Çavun ise şöyle konuştu:
“Türkiye’deki en büyük dertlerden bir tanesi, aileler çocuklarındaki yetenekli kısımların genelde hobi olarak devam etmesini istiyorlar. Akademik alanda başarılı olmasını istiyorlar. Fotoğraf, spor, kültür, şarkı… Mesela sesi çok hoştur. Birtakım ekstra yeteneklerinin hobi olarak kalmasını ve devam etmesini istiyorlar. Bence tahminen de en büyük yanlışımız burada. Bir çocuk bir alana yetenekliyse o alanda o çocuğun desteklenmesi lazım. Bunun sırf aileye de bırakılmaması lazım. Türkiye’de maalesef eğitim sistemimiz sadece akademik manadaki başarılarla desteklenmeye çalışılıyor. Ancak o yan kısımlar dediğimiz öteki kollarda ailenin üzerine tüm sorumluluk kalıyor. Aile getirip götürmek zorunda, aile masrafları karşılamak zorunda. Bu da mümkün değil. Benim ekonomik durumum iyi olduğu için Irmak’ın bu alanda gelişmesinde yardımcı oldum. Lakin ekonomik yapısı iyi olmayan bir aile durumunda maalesef o yetenekler köreliyor ve tahminen de kendi alanında kendi yeteneğinde dünya çapında bir kişi olacakken sevmediği bir işi yapan bir insan pozisyonuna gelebiliyor çocuklarımız.”
Ensonhaber
