Obezite cerrahisi başta tüp mide olmak üzere gitgide daha sık yapılan bir cerrahi süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle, hem ameliyatın tehlike arz etmemesi, hem de ameliyat sonrası ömür kalitesinin bozulmaması için, bu çeşit ameliyat olacak hastaların ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası yapılması ve dikkat edilmesi gereken noktalar bulunmaktadır. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mitat Bahçeci, çağın sıhhat sorunu haline gelen obezitenin diyabet, yağlı karaciğer, hipertansiyon, inme, kanser, insülin direnci, uyku apnesi üzere hastalıklardan sorumlu tutulduğunu hatırlattı.
HANGİ BEDELLERE BAKILMALI
Prof. Dr. Bahçeci, hastalara ameliyat öncesi ve sonrasında yapılması gereken tetkikler konusunda da şu bilgileri verdi: “Ameliyat öncesi (preoperatif) değerlendirmede; hemoglobin dahil tam kan sayımı, ferritin, folik asid ve vitamin B12, 25-hidroksivitamin D3, kalsiyum, paratiroid hormon, hemoglobin A1c (HbA1c), ipid profili, karaciğer ve böbrek işlev testleri yapılmalıdır. Tekrar kuşkulanıldığında vitamin A, çinko, bakır ve selenyum seviyeleri de ölçülmeli ve cerrahi teşebbüs öncesi bunlarda bir eksiklik saptanırsa kesinlikle tedavi edilmelidir. Tekrar ameliyat sonrası yani postoperatif dönmede tüm hastalarda oluşabilecek eksiklikleri belirlemek, komplikasyon gelişimini önlemek ve besin gereksinimlerini sağlamak için hayat uzunluğu takip kuraldır. Hastalar bunlara dikkat ettikleri ölçüde sağlıklı ve kaliteli bir hayat süreceklerdir.”
Cerrahi süreçten 3, 6 ve 12 ay sonra ve daha sonra yılda 1 kere yapılması gereken testler hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Bahçeci, “Karaciğer ve böbrek işlev testleri, tam kan sayımı, serum ferritin seviyesinin ölçümü, serum folik asid, vitamin B12, vitamin D ve kalsiyum seviyelerinin ölçümü, vitamin A, vitamin E ve vitamin K1 seviyeleri teşebbüs sonrası ya da eksiklik semptomları varsa nizamlı aralıklarla ölçülmelidir. Gereğinde çinko, bakır ve selenyum seviyeleri de ölçülmelidir. Bariyatrik cerrahi teşebbüse giden hastalarda ağır tiyamin (vitamin B1) eksikliği akılda tutulmalıdır. Eksiklikten kuşkulanılırsa ağızdan ya da damardan (İV) tedavi gecikmeden yapılmalıdır” diye konuştu.
Ensonhaber
