Üç aylardan birincisi olan Recep ayının 27. gecesine tekabul eden Miraç Kandili, müslümanlar için ibadet ve dualarla geçen kıymetli günlerden biridir.
10 Mart Çarşamba günü idrak edilen Miraç Kandili’ne dair ayrıntılar araştırılırken, Miraç sözünün manası da merak ediliyor.
İslam alemini ramazan ayına hazırlayan Miraç Kandili ne manaya gelir, nasıl gerçekleşmiştir ve ehemmiyeti nedir? İşte ayrıntılar..
MİRAÇ NE DEMEK, MANASI NEDİR?
Miraç, söz manası olarak, üst çıkmak, yükselmek ya da göğe çıkış demektir. İslâm inancına nazaran ise Efendimizin (s.a.v), Allah’ın (cc) dâveti üzerine yedi kat semâyı aşıp O’nunla görüşmesi mûcizesidir.
Miraç gecesi, Allah’ın buyruğuyla, Peygamber Efendimiz (sas)’in rûhen ve bedenen, Burak isimli semavî bir binite binerek Cebrail (as) ile birlikte Mekke’deki Mescid–i Haram’dan Kudüs’teki Mescid–i Aksa’ya [Beytü’l–Makdis] kadar huzur-u kibrayaya uzanan bir seyahate çıkmıştır.
MİRAÇ NASIL GERÇEKLEŞTİ, EHEMMİYETİ NEDİR?
Hz. Muhammed (s.a.v.) yaşadığı mühlet boyunca birçok mucize gerçekleşti. Bunlardan en kıymetlisi, elbet ki Allah’ın (c.c.) Kur’an-ı Kerim’i ona indirmesi ve onun da bize öğretmesidir.
Kur’an’dan sonraysa peygamberimizin en büyük mucizelerinden ikisi İsra ve Miraç hadiseleridir.
Peygamberimiz, bir gece Mekke’deki Mescid-i Haram’dayken Burak isimli bir bineğe bindi. Burak, gözün aldığı aralıktan daha uzağa adım atacak kadar süratli gidiyordu. Bu vesileyle Hz. Muhammed, olağan bir insanın ulaşamayacağı kadar kısa müddette Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya ulaştı.
Kudüs’e gelmeden yol üzerinde Hz. Musa’nın makamına uğradı, orada iki rekât namaz kıldı, daha sonra Mescid-i Aksâ’ya geldi. Orada bütün peygamberler kendisini karşıladı. Miraçını kutladılar. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam burada peygamberlere iki rekat namaz kıldırdı, bir hutbe okudu.
Bir rivayette Hz. İsa’nın doğduğu yer olan Betlaham’a uğradı, orada da iki rekât namaz kıldı. Ve bugün Kubbetü’s-Sahra’nın bulunduğu yerden Muallak Taşının üzerinden Miraça yükseldi.
Semanın bütün katmanlarına uğradı. Sırasıyla yedi sema katmanlarında bulunan Hz. Adem, Hz. Yahya ve Hz. Îsa, Hz. Yusuf, Hz. İdris, Hz. Harun, Hz. Musa ve Hz. İbrahim üzere peygamberlerle görüştü, Onlar kendisine “Hoş geldin” dediler, tebrik ettiler.
Bundan Sonra Hz. Cebrail ile birlikte imkân ile vü-cub ortası (kâinatın bittiği yer) Sidretü’l-müntehâ’ya geldiler. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam orada ikisi bilinmeyen, ikisi açıktan akan (Nil, Fırat) dört ırmak gördü. Sonra hergün yetmiş meleğin ziyaret ettiği Beytü’l-Ma’mur’u ziyaret etti.
Hz. Cebrail’in buradan öteye gitmesi mümkün değildi. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bundan sonra Refref isminde bir vasıta ile vakit ve yerden münezzeh (uzak) olan Cenab-ı Hakkın cemaliyle müşerref oldu.
KUR’ANI KERİM’DE MİRAÇ HADİSESİ
İsra ve miraç mucizesinin nasıl gerçekleştiği Kur’an’da, İsra ve Necm müddetlerinde anlatılmıştır. İlgili ayetler şöyledir:
“Bir gece, kendisine birtakım kanıtlarımızı gösterelim diye kulu Muhammedi, Mescid-i Haram’dan, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren O zatın şanı ne yücedir! Bütün eksikliklerden uzaktır O! Nitekim, her şeyi işiten, her şeyi gören O’dur.”
“O ufkun en üstünde idi. Sonra indi ve yaklaştı. Nihayet kendisine iki yay kadar, hatta daha da yakın oldu. Sonra da vahyolunacak şeyi Allah kuluna vahyetti. O’nun gördüğünü kalbi yalanlamadı. Artık O’nun gördüğü hakkında onunla uğraş mi edeceksiniz? And olsun ki onu bir sefer daha gerçek suretinde gördü. Sidre-i Müntehâ’da gördü. Ki, onun yanında Me’vâ Cenneti vardır. O vakit Sidre’yi Allah’ın ışığı kaplamıştı. Gözü ne şaştı, ne de diğer bir şeye baktı. And olsun ki Rabbinin âyetlerinden en büyüklerini gördü.”
Ensonhaber
