Türkiye genelinde birtakım işletmelerde fahiş fiyat uygulamaları son devirde artış gösterdi.
Yetkililerin kontrol ve tedbirlerini artırmasıyla, işletmeler de farklı yollara başvurmaya başladı.
Marketlerde besin eserlerinin reyonda farklı, kasada farklı fiyatta olması vatandaşların yansısını çekiyor.
O denli ki reyonda 5 lira olan bir eser kasada 8 lirayı bulabiliyor.
Ortadaki farkı kasada ya da konutunda fark eden tüketici market çalışanına durumu ilettiğinde ise ‘etiketi değiştirmeyi unutmuşuz’ gibi karşılıklarla karşılaşıyor.
Tüketici bu türlü bir durumla karşılaştığında kasa noktasında ya eser için belirtilen fiyattan alışverişine devam ediyor ya da eseri almayarak vazgeçiyor.
Uzmanlarsa tüketicilere ihtarlarda bulunuyor.
MARKET ÇALIŞANLARI ‘ETİKETİ DEĞİŞTİRMEYİ UNUTTUK’ DİYOR
Reyonda gördüğü fiyata nazaran bütçesini hazırladığını söyleyen Şermin Turgut, “Reyonda 5 liraya gördüğüm eser kasada 8 lira olabiliyor. Bu durumu fark ettiğim an eseri almaktan vazgeçiyorum. Market çalışanları ekseriyetle etiketi değiştirmeyi unuttuk diyor” dedi.
Şengül Kahraman ise, “Reyonda farklı, kasada farklı fiyat olunca görevliye söyleyip düzelttirmeye çalışıyorum. Şayet düzeltmiyorlarsa eseri kasada bırakıyorum almıyorum” diye konuştu.
“EVDE FİŞLERİ TEK TEK İNCELİYORUM”
Marketten meskene gelince fişleri tek tek incelediğini belirten Selma Şener, “Aldığım eserler reyonda gördüğüm fiyatla birebir olmuyor. Market meskenime uzak olduğu için bir daha markete gidemiyorum. Bu durumun önüne geçilmesini istiyorum” sözlerini kullandı.
Kenti Sönmez ise, “Reyonda farklı,kasada farklı bir sayı varsa market sorumlusuyla konuşuyorum. Bazen ödemeyi yapıyorum, bazen de fiyat fazla gelirse almadan marketten çıkıyorum” diye konuştu.
“BAZI MARKET SAHİPLERİ BU DURUMU AVANTAJA ÇEVİRMEYE ÇALIŞIYOR”
Hususla ilgili konuşan market sahibi Emrah Şeker ise, “Müşterilerimizin bu cins şikayetlerini bizler de duyuyoruz. Lakin bu çeşit olaylar çoklukla zincir marketlerde oluyor. Bu durumu fırsata çevirenler yüzünden bizler de mağdur oluyoruz. Zira vatandaşlar bütün marketçilerin tıpkı şeyi düşünüyor. Pandemi periyodu olduğu için kimi market sahipleri bu durumu avantaja çevirmeye çalışıyor” dedi.
“TÜKETİCİLERİN YÜZDE 70’İ HAKLARINI ARAMIYOR”
Vatandaşların haklarını aramaları konusunda ihtarlarda bulunan Milletlerarası Tüketiciler Derneği Genel Lideri Sebahattin Doğan, “Bir eserin reyon fiyatı ve kasa fiyatı ortasında farklar var ise düşük olan fiyat tüketicinin lehine uygulanır. Maalesef tüketicilerimizin yüzde 70’i reyon ve kasada oluşan farkı meskenlerine gittiklerinde anlıyor. Sonrasında o markete tekrar gidip hakkını arama yoluna gitmiyor. Bu da pandemi devrini fırsata çeviren satıcıların daha fazla kar etmesine neden oluyor. Ancak biz tüketicilere şunu tavsiye ediyoruz. Reyonda bir eser aldığınızda kasadaki fiyatla tıpkı olup olmadığını karşılaştırın” diye konuştu.
Tüketicilere markete gitmeden evvel liste yapmayı öneren Doğan, “Vatandaşlara markete bir liste ile gitmelerini öneriyorum. Listede bulunan eserlerin karşısına reyon fiyatlarını yazarak kasaya gitmelerinde yarar var. Bu süreci yaparken tahminen 5 ya da 10 dakikamız gidecek ancak haklarımızın yok olmasına müsaade etmememiz lazım” dedi.
“RAFTAKİ ETİKETİN VE KASA FİŞİNİN FOTOĞRAFINI ÇEKİN”
Tüketicinin lehine olan fiyatın temel alınması gerektiğini belirten İstanbul Kent Üniversitesi Adalet kısmından Dr. Öğretim Üyesi Murat Can Pehlivanoğlu, “Bir eserin etiketinde yazılı olan fiyatın KDV dahil tüketicinin ödeyeceği bütün vergilerle birlikte toplam fiyatı göstermesi gerekiyor. Bu fiyatla kasa fiyatı ortasında fark varsa tüketici düşük olan fiyattan alım yapabilir. Şayet işletme düşük olan fiyattan satış yapmamak konusunda direnirse tüketicinin raftaki etiketin ve kasa fişinin fotoğrafını çekmesi gerekir. Bu fotoğraflarla birlikte tüketici, bakanlığa şikâyette bulunabilir. Bakanlığın incelemeleri doğrultusunda bu işletmeye idari para cezası uygulanması ve tüketicinin fazladan ödediği fiyatın iadesini sağlanmaktadır” dedi.
Market sahiplerinin tüketiciye sunduğu mazeretlerin hukuken bir mana söz etmediğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Murat Can Pehlivanoğlu, kelamlarına şu biçimde devam etti:
“Satıcı işletmelerinin genel mazeretleri ‘indirim periyodundan kalan fiyatlarımızdı’ ya da ‘vergi fiyatları değiştiği için farklı fiyat uygulaması yaptık’ oluyor. Satıcı işletmelerin tüketicilere karşı ileri sürdüğü mazeretlerden bir oburu ise eserin vergisinin değiştiği ya da döviz kurundaki farklılık nedeniyle fiyatlara artırım geldiği oluyor. Ama bu mazeretler hukuken bir mana söz etmiyor. Şayet vergisinde bir değişiklik varsa ve satıcı işletme bunu raftaki etikete yansıtmadıysa fiyat farkını işletme kendi üstlenmiş demektir. Bunu tüketiciye yansıtması kelam konusu olamaz. Şayet işletme döviz kurundan kaynaklı bir artırım yaptıysa ve haklı bir ticari münasebeti yoksa döviz kuru indiğinde fiyatı tıpkı formda indirmesi gerekir.”
Ensonhaber
