Manisa’daki Soma Devlet Hastanesi’nde bir müddet dahiliye uzmanı olarak misyon yapan Dr. Canan Sabay’ın yolu bu kere hasta olarak birebir hastaneye düştü.
Soma Devlet Hastanesi’nde çalıştıktan sonra özel dala geçen ve kendi kliniğini kurarak medikal estetikle ozon terapisi alanlarında hizmet vermeye başlayan Dr. Sabay, 12 gün evvel boğaz ağrısı ve ateş yüksekliği belirtileri nedeniyle koronavirüs testi yaptırdı.
HAFTALARDIR HAYAT SAVAŞI VERİYOR
Testin sonucu “negatif” olsa da sıhhat sıkıntıları ağırlaşarak devam eden Dr. Sabay, bir periyot vazife yaptığı Soma Devlet Hastanesi’ne başvurdu ve 2017 yılında misyon yaptığı servise yatırıldı.
Akciğerinde koronavirüse bağlı zatürre olduğu tespit edilen Sabay, 6 yaşındaki kızı Ada ile 4 yaşındaki oğlu Mehmet’e kavuşabilmek için bir haftadır birebir serviste ömür savaşı veriyor.
“NEFESİM DARALDI, ÖKSÜREMEMEYE BAŞLADIM”
Tedavisi müddetince hastaneden çektiği fotoğraf ve görüntüleri toplumsal medya hesabından paylaşarak hastalığına karşı ihtarlarda bulunan Dr. Canan Sabay, yaşadıklarını anlattı.
Nefes almakta ve konuşmakta zorlanan Sabay, “Dahiliye uzmanı olduğum için kendimi muayene ettim ve sırtımda muayene bulgularına rastladım lakin testim negatifti. Maalesef bir gece nefesim daraldı ve öksürememeye başladım. Hastaneye gelip tomografi çektirdim. Neredeyse tüm akciğerimde yaygın tutulum vardı ve çok önemli zatürre ile karşı karşıyaydım. Koronavirüs olduğu çok muhakkaktı. Pek başarılı, donanımlı bir enfeksiyon servisinde yatıyorum. Konuşamıyorum, nefesim yetmiyor lakin artık oksijene gereksinimim kalmadı.” diye konuştu.
“BENİ BU TÜRLÜ GÖRÜNCE ÇOK ÜZÜLÜYORLAR”
Canan Sabay, oksijensiz kaldığı vakitlerde önemli baş ağrısı yaşadığını lakin hastanede kaldığı mühlet boyunca moralini yüksek tutmaya çalıştığını, kitap okuyarak ve televizyon seyrederek günlerini geçirdiğini tabir etti.
Teneffüs idmanları için yanına yalnızca eşinin kısıtlı müddet için gelebildiğini kaydeden Sabay, 4 yaşındaki oğlu Mehmet ve 6 yaşındaki kızı Ada’ya hasret kaldığını söyledi.
Sabay, kızı ve oğlunu her vakit arayamadığını lisana getirerek, “En çok çocuklarımı özledim, inşallah 10 güne kadar kavuşuruz diye temenni ediyorum. Beni bu türlü görünce çok üzülüyorlar, o yüzden yalnızca iyi olduğum vakitlerde onları arayabiliyorum.” dedi.
“İLK KEZ ÖLMEKTEN KORKTUM”
Sevenlerinin, dostlarının dayanağını her vakit hissettiğini lakin bir odada yapayalnız kalmanın da çok sıkıntı olduğunu tabir eden Sabay, hislerini şöyle anlattı:
“Ben kendimi hastalığa karşı çok iyi korudum. Maske, siperlik, ara, hijyen tüm kuralları uyguladım ancak bulaşmasına pürüz olamadım. Kimi beşerler bu hastalığı hafife alıyor. ‘Bana bir şey olmaz.’ diye düşünüyorlar fakat hastalık o kadar süratle kötüleşiyor ki şu an bu hastanede 4 tabip, 3 hemşire tedavi görüyoruz. Ağır bakımda ölen hastalar var. Durum çok vahim. Yasakların zarurî olarak gelmesini beklemeden tedbir almak gerekiyor. Birinci kez ölmekten korktum. Nefes alamadan ölmek çok güç bir şey. Allah kimseye yaşatmasın. Ben o kadar ehemmiyet vermeme karşın hastalandım. Saatlerce kafede oturan, dükkandan elbise almak için vakit harcayanlara diyecek bir şey bulamıyorum.”
Ensonhaber
