Ekseriyetle yemeklerden sonra sindirim sistemini rahatlattığı için tercih edilen maden suyunun tüketimini uzmanlar da sıhhat açısından destekliyor. İçeriğindeki kalsiyum, magnezyum ve potasyum açsından varlıklı olan ve doğal bir içecek olarak isimlendirilen maden suyunun yalnızca sindirimi kolaylaştırmakla kalmadığını söyleyen Beslenme ve Diyetetik Kısmı Dr. Öğr. Üyesi Gökçen Garipoğlu, bayanların muhakkak bir yaştan sonra sık yaşadığı kemik erimesi hastalığı için de yararlı olacağını lisana getirdi. Bu yüzden günde 600 ml’ye kadar maden suyunun tüketilmesini tavsiye ettiklerini tabir eden Dr. Öğr. Üyesi Gökçen Garipoğlu ayrıyeten soda ile çok fazla karıştırıldığını ama daha sağlıklı olanın maden suyu olduğunu vurguladı.
SODA VE MADENSUYU TIPKI ŞEY DEĞİL
Öncelikli olarak maden suyu ve sodanın genelde birebir olduğu fikrine açıklık getirmek emelli ortadaki farkı anlatan Garipoğlu, “Maden suyu içerisinde doğal olarak eriyik halde mineraller ve karbondioksit gazı içeriyor. Doğal kaynağından çıktığı halinde esasen içinde mineraller ve gaz var. Soda ise işlenmiş suya sonradan eklenmiş soydum bikarbonat ve gaz içeriyor. Bu yüzden aslında daha doğal ve sağlıklı olan maden sularıdır” dedi.
ÇOK TUZ TÜKETENLERİN DİKKAT ETMESİ GEREKİYOR
Doğal içeriği sayesinde aşikâr ölçüde tüketildiği takdirde birçok yararı olan maden suyu ile ilgili Garipoğlu, sodyum oranlarına da dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çekerek; “İçerisinde kaynağından gelen mineraller olduğu için yüksek ölçüde kalsiyum, magnezyum, potasyum ve düşük ölçüde da olsa demir üzere mineraller yer alıyor. Dikkat edilmesi gereken dezavantajlı noktası ise kaynağından elde edilirken içerisinde sodyumun da olması. Tekrar toplum olarak tuzu çok tüketen bir toplumuz. Yapılan çalışmalarda tuz önerisi günlük en fazla 5 g iken, Türkiye’de 18 g olarak belirlenmiştir. Münasebetiyle maden suyundan alacağımız sodyum risk taşıyor üzere oluyor. O yüzden ya daha az tuz tüketmeye alışmalıyız ya da maden suyu seçerken sodyum içeriği daha düşük olanlarını tercih etmeliyiz. Düşük sodyumlu bulunamıyorsa da günlük 400 ml’yi geçmemek gerekir” halinde konuştu.
BAYANLAR DAHA FAZLA TÜKETMELİ
Yapılan araştırmalara nazaran mineral desteği bakımından bilhassa bayanların kemik erimesine tedbir gayeli maden suyunu da önerdiklerini söz eden Garipoğlu, “Kadınlar için bilhassa menopoz öncesi ve sonrası devirde kemik erimesi çok yaygın bir sorundur. Türk toplumunda sütün şekerine laktoza karşı intolerans da yaygın bulunuyor. Münasebetiyle süt tüketimi bu yüzden de düşük. Bayanlardaki bu osteoporoz riskindeki artış biraz bununla da ilgili. Maden suyunun içerisinde bol ölçüde kalsiyum olması günlük kalsiyum alımını desteklemesi açısından yararlı. Lakin şöyle bir sorun var burada kalsiyum size sert bir tat verir o yüzden maden suyu içerken o sert tat güzele gitmeyebiliyor, o yüzden sodyumu yüksek olanı tercih edebiliyorlar. Zira sodyum o sert tadı yumuşatır. Buna dikkat etmek lazım, kalsiyum almaya çalışırken yüksek sodyumluları içersek bu sefer de tansiyon, bilakis kemik erimesi ve böbrek hastalığı üzere öteki meseleler yaşayabiliriz” ikazlarında bulundu.
ÖĞÜN SONRASI SİNDİRİMİ KOLAYLAŞTIRIYOR
Sindirim sisteminin daha rahat çalışmasına yarar sağladığından çoklukla öğün sonrası tercih edildiğini de söyleyen Garipoğlu, “Öğünden sonra ya da evvel olmasının sıhhat açısından çok bir farkı yok ancak çoklukla yemeklerden sonra tüketilmesi üzere bir alışkanlık kelam konusu. Bunun da şöyle bir artısı oluyor, mide asidiniz yemeklerden sonra arttığı için içerisinde bulunan artı iyonlar mide asidini tamponlayarak sizin daha rahat hissetmenize reflü ya da sindirim zorluğu üzere şikâyetlerinizi daha az hissetmenize yardımcı oluyor” dedi.
SODYUMDAN ÖTÜRÜ SUYUN ALTERNATİFİ OLMAMALI
Yeniden de maden suyunun günlük su muhtaçlığının yerini almadığını da hatırlatan Garipoğlu, “Su ile maden suyu tüketmeyi birbirine karıştırmamak lazım. Suya olan gereksinimimiz günlük olarak çok daha yüksek. Maden suyunun da esasen tüketimi noktasında aşikâr bir hududu olması gerekiyor. Günlük azamî 600 ml kadar öneriyoruz. Münasebetiyle bir kişinin günlük su muhtaçlığının 2 litre kadar olduğunu düşünürsek birbirlerinin yerini ikame edecek durumda değil, ama maden suyu genel olarak Türkiye’de hala daha istenen seviyede değil. İçerisindeki mineraller açısından suya göre bir grup avantajları olsa da bir taraftan sodyum içeriyor olması nedeniyle suyun alternatifi olmamalı” biçiminde konuştu.
MEYVELİ MADEN SULARINA DİKKAT
Son olarak da içeceğimiz maden sularını satın alırken nelere dikkat edilmesi konusunda tavsiyelerde bulunan Garipoğlu bilhassa meyveli maden sularını şekerden ötürü çok öneremediklerini söyleyerek, “İçimi yaygınlaştırmak ve kolaylaştırmak için kullanılıyor fakat günlük şeker alımı ile ilgili aslında obezite üzere birçok sorun var. Bu yüzden şekerli olanları tercih etmememiz lazım. Tadı ile ilgili bir değişiklik yapılacaksa şayet kendiniz içerken meyve kesimleri ya da limon kullanabilirsiniz. Lakin hazır şekerli olanlar sıhhat açısından çok önerdiğimiz bir şey değil. Tıpkı vakitte madensuyu seçiminde soda olup olmadığını da denetim etmeliyiz. Minerallerin oranlarına mesela kalsiyum oranının 200 mg’ın üzerinde olunması, sodyumun 150 mg altında olması üzere içerindeki mineral yoğunluğunun ölçüsüne bakılabilir. Kaynaktan mı ya da sonradan mı işlenmiş ortadaki farka dikkat edilmeli. Zati sıhhat bakanlığı bunların denetlenmesini, şişelenmesini, içerisindeki minerallerin maksimumum ölçüsünün ne olması gerektiğin denetlenmesini yapıyor” diyerek kelamlarını sonlandırdı.
Ensonhaber
