Türkiye’nin değerli kozmetik firmalarında yönetici konumunda çalışırken tabiat sevgisi münasebetiyle istifa edip 1 yıl evvel Düzce’ye yerleşen kimyager Sevil Gülsoy Düzgün, tıbbi ve aromatik bitkilerin yaygınlaştırılmasını amaçladığı “Gezgin Bitkici” ismiyle kurduğu toplumsal medya hesabından doğaseverleri bir ortaya getiriyor.
Koranavirüs salgını periyodunda Düzce’nin Gölyaka ilçesinde Kuyudüzü mevkisindeki kamp alanında buluşan Türkiye’nin çeşitli vilayetlerinden 50 aile, önlemlere uygun düzenlenen etkinliklerle tabiatta olmanın keyfini çıkarıyor.
Yanlarında getirdikleri bahçe eserleriyle yemek yapan kampçılar, tıbbi ve aromatik doğal eserler konusunda uzman kimyager ve tarım mühendisinden bilgi alarak topladıkları bitkilerden çay yapıyor ve doğal koku üretiyor.
SOSYE UZAKLIKLI TIBBİ BİTKİLER KAMPI
Kimyager ve tıbbi aromatik bitki uzmanı Sevil Gülsoy Düzgün, “Sosyal Aralı Tıbbi Bitkiler Kampı”nda Türkiye’nin her noktasından insanların, toplumsal aralık kuralına uygun kamp kurup tabiattaki bitkilerin nasıl kullanılacağını öğrendiğini söyledi.
Düzgün, bilhassa koronavirüs devrinde tabiattan nasıl faydalanabileceğini görmek istediklerini belirterek, “Burada tabiattan toplanan aromatik tıbbi bitkileri tanıyoruz ve bu bitkilerin nasıl tüketilmesi gerektiğini öğreniyoruz. Bu kamp, içinde bulunduğumuz devirde moral kampı üzere oldu. Beşerler kendilerini tabiata bırakmak istiyor. Hem toplumsal arayı koruyor hem de sosyalleşiyoruz.” diye konuştu.
“DOĞADA TOPLANAN ESERLER, DİKKATLE KULLANILMALI”
Kampa, Türkiye’nin birçok bölgesinden birbirini tanımayan doğaseverlerin katıldığını aktaran Gülsoy, şunları kaydetti:
“Burada uzmanlarımız iştirakçilere doğal eserleri ve doğal eserlerin nasıl kullanılması gerektiğini öğretiyor. Tabiattan topladığımız eserler tüketilirken dikkat edilmesi gereken konuları öğretiyoruz. Tabiat ve doğal eserler insanın psikolojisine tesir ediyor. Koronavirüs süreci, bunu daha iyi gösterdi. İnsanların tabiata ve doğal eserlere ilgisi arttı. Lakin bunu şuurlu ve gerçek formda yapmak gerekiyor. Bizler de bunun için buraya toplandık.”
“DOĞA, BEŞERE ÇOK ÂLÂ GELİYOR”
Gülsoy, tıbbı bitkiler üzerine araştırma yapmak ve bunu insanlara aktarabilmek için İstanbul’daki mesleğinden vazgeçtiğini belirterek, “Kimya ve eczacılığın akabinde kendimi tabiata verdim. Bu hususta evvelden yaptığım çalışmaları alana yaydım. İşin içinde olunca her şey daha keyifli bir hal alıyor. Tabiat beşere çok iyi geliyor. Hiç pişman değilim. Burada birçok beşere dokunuyoruz. Aslında yaşlılarımız bu doğal eserleri biliyordu, yeni jenerasyona dokunmaya çalışıyoruz. Tabiatın içinde yürüyoruz bir arada ve yenilebilir doğal bitkileri tanıyıp tadına bakıyoruz. Bunu deneyimlemek bile beşerler için dayanılmaz bir tutku.” tabirlerini kullandı.
Ensonhaber
