İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından düzenlenen bir toplantıda , Batı Nil Virüsü Ateşi, Zika Virüsü, Ensefalit, Sarı Humma üzere hastalıkları taşıma potansiyeline sahip Asya Kaplan Sivrisineği ele alındı. Toplantıya katılan isimlerden İstanbul Üniversitesi- Cerrahpaşa Veterinerlik Fakültesi Parazitoloji Kısmı öğretim üyesi Doç. Dr. Kerem Öter bu cinsin 10 yıl evvel birinci olarak İpsala Hudut Kapısı’nda, son 3 yıldır da İstanbul’un çeşitli ilçelerinde görüldüğünü söyledi.
“DİĞER SİVRİSİNEKLERE NAZARAN DAHA SALDIRGAN”
Doç. Dr. Öter, “Oldukça istilacı bir cins. Açıkhava otururken gün içerisinde sizi çok rahatsız ediyor. Başka sivrisineklere nazaran çok daha fazla saldırgan. Bunların yanı sıra naklettikleri rahatsızlıklar da var. Daha evvelden çok duymadığımız Chinkungunya, Dang humması, Sarı humma ve Zika üzere hastalıkları taşıyabiliyorlar. Fakat şu ana kadar bahsettiğimiz hastalıkların hiçbirine Türkiye’de rastlanmadı” dedi.
EN ÇOK BEYKOZ, SARIYER, ZEYTİNBURNU VE ARNAVUTKÖY’DE GÖRÜLDÜ
Olumsuz şartlara çok sağlam olduğunu ve adaptasyon süreçlerinin kısa olduğunu belirten Doç. Dr. Öter kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Son üç yıldır da İstanbul’da görülmeye başladı. Vatandaşlardan gelen şikayetler var. Çok farklı bir cins, biyolojisi farklı. Bildiğimiz sivrisinekler üzere değiller. Şikayetlerin çoğunluğu sabah saatlerinde park bahçelerde siyah bir sineğin soktuğu tarafındaydı. Bahsedilen bölgelere gidip yaptığımız örneklem çalışmalarımızda İstanbul’da bu tıbbın yayılım gösterdiğini ve pek çok ilçesinde var olduğunu gördük. Asya Kaplan Sivrisineğinin adaptasyon gücü çok yüksek. Taşındıkları ülkeden öteki bir coğrafyaya geçtiklerinde buradaki ortama çok çabuk ahenk sağlayabiliyorlar. Bu biçimde de İstanbul coğrafyasına ahenk sağlayabileceğini düşünüyoruz. Ayrıyeten çok soğuk koşulara da dayanabiliyor. En son yapılan araştırmalarda 5 dereceye kadar aktivitelerini devam ettirdikleri söyleniyor. Birinci çalışmalarımız ışığında Beykoz, Sarıyer, Zeytinburnu ve Arnavutköy ilçeleri ön planda”
“ALERJİK TEPKILERI ÇOK FAZLA”
Asya Kaplanı Sivrisineğinin başka sivrisineklerden farklı olduğunun altını çizen Doç. Dr. Öter, bu tıbbın bilhassa insan üretimi sakin sularda yaşadığını belirtti. Vatandaşları da konut, bahçe ve balkon üzere yerlerde bekleyen sulara karşı uyardı. Doç. Dr. Öter, “Alerjik tepkileri çok fazla oluyor. Kan emerken tükürük bezindeki proteinler kan emdiği sırada deri altı dokuya geçmekte. Bu da alerjik bir tepkiye neden oluyor. Bu sinekler daha çok insan üretimi küçük su rezervlerinde yaşıyor. Bahçede bulunan saksıların tabanındaki suda ya da süs havuzunda üreyebiliyorlar. Vatandaşlarımız gereksinimleri varsa bunların üzerlerini bir telle kapatabilirler ya da kullanılmayan suları boşaltmakta yarar var” tavsiyesinde bulundu.
KULLANILMIŞ LASTİKLERİN GERİ DÖNÜŞÜMÜYLE TAŞINIYOR
Asya Kaplan Sivrisineğinin kullanılmış lastiklerin geri dönüşümü sırasında, ülkelerarası taşındığını söyleyen Doç. Dr. Öter kelamlarına şöyle devam etti:
“Orijinali aslında Uzak Doğu olan ve son 35 yıldır Avrupa ve Amerika katılarına taşınmış olan İstilacı bir çeşit. Biz 10 yılı aşkındır bu tipi takip ediyoruz. Birinci olarak Edirne’de İpsala Hudut kapısı ve Keşan’da rastladık. Son üç yıldır da İstanbul’da görülüyor. İstilacı cinsler, farklı bir coğrafyadan içinde bulunduğumuz coğrafyaya yerleşen ve burada tutunan ve koloni oluşturan tipler. Burada sorun çok farklı bir tıbbın bizim coğrafyamıza giriş yapması. Bu istilacı cins pasif olarak taşınıyor. Bilhassa kullanılmış lastik ticareti başta olmak üzere insan hareketleriyle ülkelerarası hatta kıtalararası yayılım gösteriyor. Kullanılmış lastikler geri dönüşüme uğruyor. Bu sivrisinek çeşidi kullanılmış lastiklerin içerisinde biriken sulara yumurtalarını bırakıyor. Bu lastiklerin de ülkelerarası geri dönüşümünde de bu sinekler kıtalararası yayılmış oluyor”
“KAŞINTISI, KIZARIKLIĞI UZUN SÜRÜYOR”
Vatandaşlar ise meskenlerinde ya da bahçelerinde sivrisinek problemiyle karşılaştıklarını lakin nasıl bir tıp olduğunu anlamadıklarını belirtti. Nesrin Bakırcı, “Bir sivrisinek problemiyle karşı karşıyayız. Ne olduğunu da tam olarak anlamadık. Isırdığı vakit kaşıntısı, kızarıklığı uzun sürüyor. Hatta mahalle olarak muhtarlığa bile başvurduk yeteri kadar ilaçlama yapılmadığını düşünmüştük. İlaçlama yapılmasına karşın meskenlerde bu sinekler mevcut. Direnci yüksek bir sinek üzere görünüyor ve istila üzere geliyorlar” diye konuştu.
Fatma Arslan ise bu yıl yazlığında sinek sorunu yaşadığını lisana getirerek, “Ağva’da sinek ve sivrisinek meselesiyle nedeniyle epey zorlandım. İlaçlama da yapılıyordu fakat yarar etmiyordu. Bilhassa sabahları çok rahatsız ediyordu. Gündüzleri dışarıda duramıyordum. Lakin Ataşehir’de bu türlü bir problemle karşılaşmadım” dedi.
Bir diğer vatandaş ise sakin su nedeniyle sivrisinek sorunu yaşadıklarını lisana getirerek, “Bir periyot bu türlü bir meseleyle karşılaştık. Arkadaşımın meskeninin yanında bir apartman yıkılmıştı. Orada bulunan su birikintisi nedeniyle sivrisinek sayısında artış meydana geldi. Sakin sudan geldiğini düşünüyoruz. Belediye gruplarına haber verildi gerekli ilaçlamalar yapıldı” sözlerini kullandı.
Ensonhaber
