Antrenör Fuat Kılıç, FC Kaiserslautern’de başlayan yolculuğunara duraklarında MSV Duisburg, Kasımpaşa ve FC Saarbrücken bulunuyor.
Alemania Aachen’da 4,5 yılı dolu dolu yaşadığını, tabandan tepeye acı tatlı anıların kendine hem mesleksel hem de insan olarak çok şey kattığını vurgulayan Kılıç, Fitbol Mecmuası’na mesleğiyle ilgili konuştu.
Fuat Kılıç’ın açıklamaları şu biçimde:
Ritm: Fuat beyefendi merhaba. Fuat Kılıç kimdir, biraz kendinizi anlatır mısınız?
”Merhaba. Gümüşhane doğumluyum ve 7 yaşında Almanya’ya geldim. Okul hayatını 2000 yılında Köln Yüksek Spor Akademisinden mezun olarak bitirdim. Futbol mesleği boyunca ve Akademi döneminde bütün genç yaş kümelerinde antrenörlük yaparak, 2007 yılında UEFA Pro lisansını aldım. 2007-2008 sonuna kadar Milan Sasic ile FC Kaiserslautern’u çalıştırdık, daha sonra tekrar Milan Sasic’le MSV Duisburg’un başına geçtik. 2011 yılında MSV Duisburg’la DFB kupa finali yaşadık, olmamış bir şeyi başarmıştık lakin maalesef kulübün maddi sorunları yüzünden uzun vadeli orada kalamadık. Daha sonra 2012 yılında Kasımpaşa’da Metin Diyadin’in yönetiminde yardımcı antrenör olarak göreve başladım. Kısa bir süre sonra Metin Diyadin Hoca ile Kasımpaşa’nın yolları ayrıldı ve birkaç haftalığına bana grubu idari teknik direktör olarak devrettiler. O süreçte iyi bir ivme yakaladık, hatta bana kulüpten altyapıdan sorumlu antrenörlük teklif ettiler. Sağolsun başkanımız Hasan Hilmi Öksüz çok olumlu yaklaştı, beni tutmak istedi fakat ben Almanya’ya dönmek istedim. Türkiye’den döndükten sonra tekrar Milan Sasic’le FC Saarbrücken’i çalıştırdık. Fakat bir süre sonra Milan Sasic’in görevine son verdiler ve ekibi bana emanet ettiler. Kadroyla büyük bir başarı yakaladık ve Playoff’larda bir üst lige çıkmayı kıl hissesi kaçırdık. 2 yıl sonra da gruptan ayrıldım.”
”BENİM İÇİN GURUR VERİCİYDİ”
Ritm: FC Saarbrücken yolculuğunuzun akabinde Alemannia Aachen’dan Teknik Direktörlük teklifi alıyorsunuz. Aachen’a gelmeden önce bu kadar uzun süre kalıp, 120 yıllık AlemanniaAachen tarihinde rekor kıracağınız hiç aklınızdan geçmiş miydi?
”Doğrusu hiç düşenemezdim böyle bir şeyi. Alemannia Aachen’da çok başarılı ve müthiş vakitler geçirdik. İflas etmiş bir grup olarak bulunduğumuz Regionalliga’da tutunmayı başardık, her sene Bölgesel Kupa finaline katılmayı başardık, geçtiğimiz dönem da DFB kupasına katılmayı hak ettik. Özellikle Leverkusen grubuna karşı oynadığımız DFB kupa maçını kaybetmemize rağmen, inanılmaz bir atmosfer yakaladık ve seyirciyle bütünleştik. Hedefimiz daima bir üst lige çıkmaktı lakin maddi imkansızlıklar yüzünden bunu başaramadık. Elimizdeki kaliteli oyuncuların çoğunu satmak zorunda kaldık, grubu her sene gençlerden sıfırdan yine kurduk ve başarılı olmak için vakte tabiki ihtiyaç vardı. Buna rağmen bu bütçeye göre güzel ve başarılı dönemler yaşadık. En büyük gururum Alemannia Aachen’ın 120 yıllık tarihinde en uzun süreli teknik direktör görevini yapan kişi olmak. Seyirciden yöneticisine kadar bana güvendiler ve daima desteklediler. Gerçekten çok gurur vericiydi. Lakin benim daha farklı ve daha büyük hedeflerim olduğu için kendi isteğimle Alemannia Aachen’dan ayrıldım.”
Ritm: Alemannia Aachen’da geçirdiğiniz en keyifli ve en kötü gününüz hangisiydi
”Tabii ki ekip olarak en kötü günümüz 2017 yılında Alemania Aachen’ın resmi olarak iflas ettiği vakitti. Biz kadroya yeni amaçlar koymuşuz, harıl harıl çalışıyoruz kulübün iflas haberi geldi, adeta hepimiz yıkıldık. Ben kişi olarak her vakit mücadeleci bir kişiliğe sahibim, birinci şoku atlattıktan sonra grubu toparladım ve 4,5 yıl başarılı şekilde hizmet verdim. En memnun olduğum gün 2019 Ağustos ayında Leverkusen ile Aachen’da oynadığımız DFB kupa maçıydı. O maçta 30.000 kişi stadı tıklım tıklım doldurmuştu ve bu çok gurur vericiydi.”
”ALMANYA’DA PLANLAMALAR UZUN VADELİ YAPILIYOR”
Ritm: Türkiye ile Almanya futbol dünyasını ortasında fark var mı?Bir Türk kökenli Alman antrenör olarak zorluk yaşadınız mı?
”Almanya’da daha çok konzepte dayalı çalışılıyor, planlamalar uzun vadeli yapılıyor. Futbol eğitimine ve futbol antrenör eğitimine çok önem veren bir ülke. Türkiye’de ise kısa vadeli çabucak başarı gelsin isteniyor. Dönem içinde kulüplerin kaç tane antrenör değişikliğine gittiğine bakarsanız ne demek istediğim tam anlaşılır. Halbuki Türk futbolunda uzun vadeli planlama yapılırsa çok büyük potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Öz kayanklarımıza önem vermeliyiz, futbol eğitimine yatırım yapılırsa hem liglerin kalitesi artar hem de Türk Ulusal Kadroya büyük katkı sağlar.Son dönemde Almanya’da genç Alman kökenli antrenörlere daha çok fırsat tanındığını görüyoruz lakin beni fazla etkilemiyor. Tersine daha da hırslandırıyor.”
Ritm: Bundan sonraki planlarınız ne sanki?
”Aachen’ı bırakma nedenim Almanya’da 2. Lig yahut 3.lige çıkmayı hedefleyen bir kulüple çalışmak istemem. Şimdiye kadar Türkiye’yi düşünmemiştim, daha çok tecrübe edinmek istemiştim ancak şimdi o tecrübe ve yeterliliği kazandığımı düşünüyorum. Bu birikimimle Türkiye’de başarılı olacağıma inanıyorum. Almanya ve Türkiye’de görüşmelerim devam ediyor. Türkiye’de uzun vadeli bir sistem dahilinde düşünen bir kulüple çalışmayı uygun görüyorum. Kendime bu mevzuda çok güveniyorum. Oyun ideolojisi olmadan uzun vadeli düşünmeden başarılı olmak imkansız.”
Ensonhaber
