Bilhassa havaların sıcak ve rutubetin fazla olduğu bölgelerde sık görülen dış kulak iltihabı, şiddetli ağrı, işitmede azalma, kulak akıntısı ve ateş üzere rahatsız edici sonuçlarıyla tatilinizi kabusa çevirebilir. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Baş Boyun ve Estetik Cerrahi Anabilim Kolu Uzmanı Dr. Remzi Tınazlı, bilhassa hijyeni iyi olmayan havuz ve deniz suları ile temas durumunda, bakterilerin bazen de mantarların kulak yolunda iltihaba neden olabileceğini söyledi. Uzm. Dr. Remzi Tınazlı, erken periyotta tedavi edilmeyen dış kulak yolu iltihabında, enfeksiyonun, bedenin öbür bölgelerine yayılabileceğini vurguladı.
YAZ MEVSİMİNDE ARTIŞ GÖSTERİYOR
Orta kulak iltihabından farklı olarak, dış kulak yolu iltihabının, dış kulak yolunu döşeyen deri ve kulak zarı dış yüzeyinin iltihabı olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Remzi Tınazlı, dış kulak yolunun sıcak ve nemli bir alana sahip olması nedeniyle mikrop üreme oranında artışa, bunun da hastalığa yol açtığını, en sık bakteri yahut mantar enfeksiyonu sonucu gelişen dış kulak yolu iltihabının bazen de alerjik yahut dermatolojik nedenler kaynaklı olduğuna dikkat çekti.
“Dış kulak yolu iltihabı yılın her mevsiminde oluşabilse de ekseriyetle yaz aylarında görülmektedir” diyen Dr. Tınazlı, bu durumu yüzme ya da sık duş alma nedeni ile kulak yoluna giren fazla suyun, kulak kiri olarak bilinen kollayıcı mumu yok etmesine bağlıyor. Ayrıyeten sık sık suya maruz kalmanın cildin asidik yapısını bozabildiğini, yok olan kulak kirinin ise bakterilerin ve mantarların üremesini kolaylaştırdığını hatırlatan Uzm. Dr. Remzi Tınazlı şöyle devam etti; “Bu durum çoklukla yüzücülerde görüldüğü için yüzücü kulağı ya da tropikal kulak üzere isimlerle de isimlendirilir. Kulak kanalını sık sık kulak çöpü ile temizlemek yahut yabancı bir cisim ile kulağı kaşımak, gözetici tabakayı ortadan kaldırabilir ve bu bölgede cilde hasar vererek daha kolay enfeksiyon geçirilmesine yol açabilir. Bu nedenlerle dış kulak yolu iltihabına yakalanmayı kolaylaştıran faktörler olarak, kirli sularda yüzmek, kulağı kaşımak ve karıştırmak, kulak içine yabancı cisim sokmak ve alerjik cilt yapısına sahip olmak üzere konular sayılabilir.”
DIŞ KULAK BEDENİMİZİ MİKROPLARDAN KORUR
Dış kulak yolu cildinin, dış kulak yolunu iltihaplanmalara karşı hami özelliklere sahip olduğunu tabir eden Uzm. Dr. Remzi Tınazlı, birtakım durumlarda bu koruyuculuğun iltihap oluşumuna mani olamadığını kaydetti. Dr. Tınazlı, “Dış kulak yolu 2,5 santimetre uzunluğunda, deri ile kaplı, kıkırdak ve kemik iskelete sahip, ucunda kulak zarının olduğu bir mağara üzeredir. Dış kulak yolunun örtüsünü oluşturan cildimiz ise bedenimizi mikroplardan gözetici özelliklere sahiptir. Asidik yapıda olan cildimizin, bariyer vazifesi üstlenerek, mikropların üremesini ve yaşamasını engellemek üzere işlevleri vardır. Ayrıyeten dış kulak yolunda üretilen ve serümen ismi verilen kulak kiri de içerdiği lizozim ve asidik yapısı ile mikropların (mantarlar ve bakteriler) gelişmesini maniler. Kulak yolu girişinde bulunan kıllarla birlikte yapışkan ve yağlı olan kulak kiri, dışarıdan gelebilecek toz, canlı böcek yahut başka yabancı cisimleri pürüzler. Bu özelliklerin olumsuz etkilendiği durumlarda ise dış kulak yolu iltihaplanmaları kaçınılmazdır.” tabirini kullandı.
Kaşıntı ve kulak kepçesini ellemenin, hastalarda hassasiyet artışı ve ağrı nedeni olabileceğini, ayrıyeten ödem nedeniyle kulak kanalının tam kapanmasının işitme kaybı ve kulakta dolgunluk hissi oluşturabileceğini, Tragus ismi verilen kulağın önündeki kıkırdağa bası uygulandığında ya da çiğneme hareketi ile de şiddetli ağrı duyulabileceğini söz eden Uzm. Dr. Remzi Tınazlı, bu çeşit durumlarda genelde kulak akıntısının olmadığını, lakin bazen kulak yolu derisinde sulanma ve kabuklanma görülebildiğini tabir etti.
DIŞ KULAK YOLU İLTİHABI TEDAVİSİ
“Tedavide birinci ve en değerli basamak dış kulak yolunun travmatize edilmeden temizlenmesidir. Damla tedavisinin tesirli olabilmesi ve uzun mühlet devam edebilmesi için dış kulak yoluna uygun küçük tamponlar kullanılır. Kanalda asidik pH istikrarının sağlanması için asidik solüsyonların, kulak yolundaki ödemi ve ağrıyı azaltmak açısından ise topikal steroid preperatların uygulanması epey değerlidir. Bunun yanında damla biçiminde antibiyotik kullanımı önerilir. Enfeksiyonun yaygınlığına nazaran tedavide ağızdan ilaçlar da kullanılabilir.” diyen Uzm. Dr. Remzi Tınazlı, kulak damlasının yol açabileceği baş dönmesini önlemek için damlatmadan evvel avuç içinde ısıtılmasını ve kulak göğsünün ileri geri hareket ettirilerek ilacın kulak kanalında ilerlemesinin sağlanmasını önerdi.
Tedaviye başlandıktan sonra çoklukla 3 gün içinde şikayetlerde azalma, 10 gün içinde de büsbütün iyileşme görüldüğünü, bilhassa erken periyotta müdahalenin daha az ağrı yaşanmasını sağladığını ve enfeksiyonun öteki alanlara yayılmasını engellediğini tabir eden Uzm. Dr. Remzi Tınazlı, tedavi müddetince kulağı sudan müdafaanın gerekliliği ile ilgili şunları söyledi; “Tedavi müddetince hastalar kulaklarını muhakkak kuru tutmaya çalışmalı, duş yahut banyo sırasında kulağa su kaçırmamalı, kulak tıpası kullanmamalı, havuz deniz aktivitelerine orta vermeli, tabibin önerdiği ilaçlar dışında ilaç kullanmamalı, kulaklarını kaşımamalı, karıştırmamalı ve şayet kullanıyorlarsa ortada bir işitme aygıtlarını çıkarmalıdır.”
“Dış kulak iltihaplarında doktora istişareden asla antibiyotik içeren yahut uygun olmayan ilaçlar kullanılmamalı, kulakta ağrı duyulması durumunda en kısa müddette doktora başvurulmalıdır. Ayrıyeten dış kulak yolu iltihabı, bitkisel yahut uygun olmayan eserlerle tedavi edilmeye çalışılmamalıdır” diyen Uzm. Dr. Remzi Tınazlı, bu eserlerin kullanımının dış kulak yolu iltihabını tedavi etmek yerine, daha berbata gitmesine neden olabileceğine dikkat çekti.
Ensonhaber
