Antalya’da emlak işi yapan 44 yaşındaki Cezayirli Mohammed Mekki, Kurban Bayramı’nın son günü olan 3 Ağustos’ta saat 22.30 sıralarında arabasıyla ortadan kayboldu.
Eşinden haber alamayan 31 yaşındaki Sarah Deramchi Mekki, 4 yaşındaki kızıyla birlikte adliyeye giderek, kayıp müracaatında bulundu.
Sarah Deramchi Mekki savcılığa, eşi Mohammed Mekki’nin meskenden, kiracıları Vladimir Saharabarin ve Muhammed Ali Lalemeke’den kirayı almak için çıktığını lakin geri dönmediğini anlattı.
ARABASINDA MEYYİT BULUNDU
Bunun üzerine başlatılan soruşturmada, kiracıların yaşadığı dairenin olduğu sitenin güvenlik kameraları incelendi. İmgelerde, Mekki’nin 2 kiracısıyla birlikte siteden çıkıp, arabasına bindiği görüldü.
Emlak zengini olduğu öğrenilen Mekki, kaybolduktan 10 gün sonra, meskenine 2 kilometre uzaklıkta tek edilmiş halde olan 07 MA 8918 plakalı arabasının bagajında meyyit bulundu.
KİRACILARI TUTUKLANDI
Mekki’nin öldürüldüğünün ortaya çıkması üzerine Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Ofis Amirliği takımları, özel takım kurarak bölgedeki 150 güvenlik kamerasını incelemeye aldı. Özel grup, birlikte arabaya bindikleri belirlenen Mekki’nin kiracıları Rus vatandaşı Vladimir Saharabarin ile Cezayirli Muhammed Ali Lalemeke’yi gözaltına aldı. Vladimir Saharabarin poliste susma hakkını kullanarak söz vermezken, Muhammed Ali Lalemeke kabahatini itiraf etti. Polisteki sorgularının akabinde adliyeye sevk edilen iki kuşkulu tutuklandı.
“BIÇAĞI 5 KERE SOKUP ÇIKARDIM”
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Cinayet Kabahatleri Soruşturma Ofisi’nin hazırladığı iddianame, Antalya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.
Cumhuriyet Savcısı Haki Çeliker imzalı iddianamede, cinayet şüphelilerinin sözlerine yer verildi. Muhammed Ali Lalemeke, tabirinde Vlamimir Sharabar’ın liseden arkadaşı olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Aynı apartta, 2 bin TL olan kirayı birlikte ödüyoruz. Apart sahibi olan Muhammed Mekki’yi ikinci defa hadise günü gördüm. Odamızın kliması su akıtıyordu. Daire sahibi sonraki gün biz meskende yokken gelip klimaya bakmış. 10-15 dakika sonra da biz geldik. Klima için teknik servisin geleceğini söyledi. Muhammed Mekki, daire için vermemiz gereken 200 TL aidat parasını Vladimir Sharabarin’den istedi. Vladimir parayı ATM’den çekebileceğini söyleyerek, bankamatiğe kadar bizi götürmesini rica etti. Muhammed Mekki bizi aracına aldı. Ben aracın sağ ön koltuğuna oturdum. Vladimir Sharabarin art koltuğa oturdu. Bir müddet sonra cep telefonum çaldı. Açmak isterken telefonum araçtan düştü. Muhammed Mekki aracı durdurdu ve geri geri geldi. Telefonun bir kesimini bulup bana verdi. O esnada bana alaylı ve argolu bir formda ‘Telefonu nasıl düşürürsün?’ dedi. Muhammed Mekki araç hareket etmeden evvel kapıyı sert kapatmama reaksiyon gösterdi. Kelamlı tartıştık. Bana vurmaya çalıştı. Lakin vuramadı. Ben de kendimi savunmak için cebimden açılır- kapanır bıçağı çıkardım. Evvel bıçağı sağ karın bölgesine batırdım. Bıçağı art geriye, sanırım 5 defa alt gövde kısmına sokup çıkardım. Muhammed Mekki 5 dakika boyunca benimle çaba etmeye çalıştı lakin nefessiz kalıp yığıldı, elleri yana düştü. Vladimir Sharabarin ben adamı bıçaklarken rastgele bir müdahalede bulunmadı.”
“ÇEVREDEKİ KÖPEKLERDEN KORKTUĞUM İÇİN BIÇAK TAŞIYORDUM”
Cesedi, öndeki iki koltuk ile art koltuk ortasına cenin konumunda yatırdığını kaydeden Lalemeke, “Vladimir’in kullandığı araçla Döşemealtı ormanlık alana gittik. Burada yarım saat kadar ne yapacağımızı düşündük. Sonra maktulün cesedini Vladimir ile birlikte bagaja koyduk. Üzerine de araçta bulunan çarşafı örttük. Sonrasında araçla geri dönerek son bulunduğu noktaya park ettik. Ben oturduğumuz etrafta çok köpek olmasından ötürü korktuğum için yanımda bıçak taşıyordum.” dedi.
“SUÇ ALETİ BIÇAĞI DIŞARI ATTI”
Vladimir Sharabarin ise aidat için ATM’ye gitmek üzere Muhammet Mekki’nin arabasına bindiklerini belirterek, “Benim sağ bacağımda spazma yol açan hastalık olduğu için art koltuğa oturdum. Muhammet Ali de önde sağ koltuğa oturdu. 600-700 metre kadar gittik. Araç durdu. Ben evvel neden durduğunu anlayamadım. Oysa Muhammed Ali telefonunu düşürmüş. Mohammed Mekki ile Muhammed Ali araçtan indiler ve tekrar bindiler. Sonrasında ortalarında tartışma çıktı. Birden adamdan ‘Şşşt’ biçiminde bir ses duydum. Başımı çevirmemle birlikte Muhammed Ali’nin maktulü bıçakladığını gördüm. İki koltuk ortasından uzanarak onları ayırmaya çalıştım. Lakin Muhammed Ali, maktulü bıçaklamaya devam etti. Sonrasında Muhammed Ali, Mohammed Mekki’yi art koltuğa çekti. Kullandığım araçla evvel Döşemealtı ormanlık alana gittik. Muhammed Ali burada cesedi tek başına bagaja koydu. Sonrasında Sarısu’ya geri döndük. Dönerken de Muhammed Ali hata aleti bıçağı dışarı attı. Akabinde kıyafetlerimizi değiştirdik. Ben hadisesi polise anlatmak istedim lakin Muhammed Ali anlatmamız halinde Türk vatandaşı olamayacağımı ve ailemizin ziyan göreceğini söyledi.” dedi.
‘KASTEN ÖLDÜRME CÜRMÜ’NÜ İŞLEMİŞLER
Cumhuriyet Savcısı Haki Çeliker, iki şüphelinin ATM’den aidat ödemek üzere çıktıkları sırada yolda tespit edilemeyen nedenle şüphelilerin maktulü bıçakladıklarını belirterek, “Şüpheliler vakada maktulün aracını kullanmışlardır. Kuşkulu Muhammed Ali Lalemeke tekraren maktule bıçakla vururken, direnmeye çalışan maktulün kolunu başka kuşkulu tutmuştur. Maktule toplam 17 adet bıçak darbesi vurulmuştur. Şüpheliler cesedi gömmek için evvel Döşemealtı ormanlık alanına götürmüştür. Hatta sanıklar bu süreç için kazma ve kürek satın almışlardır. Lakin şüpheliler sonradan gömme sürecinden vazgeçerek tekrar bagajdaki cesetle birlikte aracı cinayeti işledikleri yere yakın bir araç park yerine bırakmışlardır. Ceset yaklaşık 10 gün sonra çürümüş halde bulunmuştur. Her iki şüphelinin, maktulü sebepsiz ve haksız yere tekraren bıçaklamak sureti ile öldürdükleri ve üzerine atılı ‘kasten öldürme cürmü’nü işlediklerine kanaat ve sonucuna varılmıştır.” dedi.
Ensonhaber
