Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nda Suriye’deki insani durumun görüşüldüğü oturumda konuşan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 13,4 milyon kişinin yani her 3 Suriyeliden 2’sinin insani yardıma muhtaç olduğuna dikkati çekti.
Blinken, Suriyelilerin yüzde 60’ının da açlık riski ile karşı karşıya olduğuna işaret ederek, Suriyeli bir bayanın çocuklarını beslemek için saçını satmak zorunda kaldığını anlattı.
“BU İNSANLARA YARDIM ETMEZSEK BİZE YAZIKLAR OLSUN”
Bakan Blinken, “Biz bu koltuklarda oturuyoruz, konuşuyoruz, ülkelerimizi temsil ediyoruz fakat sahiden manalı bir şey yapıp harekete geçecek ortak insanlığı kalbimizde bulamıyoruz.
Farklılıklarımıza karşın bu insanlara yardım etmek için bir yol bulmalıyız, bu bizim sorumluluğumuz ve yerine getirmezsek bize yazıklar olsun.” tabirini kullandı.
“SURİYELİLERE BİR AN EVVEL İNSANİ YARDIMLARIN ULAŞMASI GEREKİYOR”
Suriyelilere bir an evvel insani yardımların ulaşması gerektiğini söyleyen Blinken, geçen sene Rusya’nın itirazı üzerine kapanan hudut ötesi insani yardımların girdiği Öncüpınar (Bab al Salam) ve Al Yarubiyah hudut kapılarının tekrar açılması ve Suriye’ye yardımların Cilvegözü dahil 3 hudut kapısından girmesi davetinde bulundu.
BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock, Suriye’de açlığın önlenmesi için daha fazla insani yardıma ve bu yardımların gönderileceği daha fazla hudut kapısına muhtaçlık olduğunu belirtti.
“İNSAN HAKLARI İHLALLERİNE SON VEREMEDİK”
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu da BM Güvenlik Kurulu oturumda konuşma yaptı.
Sinirlioğlu, rejimin kendi halkına açtığı savaşın üzerinden ne yazık ki 10 yıl geçtiğini anımsatarak, “Uluslararası toplum olarak hala Suriye’deki şiddete ve insan hakları ihlallerine son veremedik. Ülke içinde yerinden edilenlerin ve mültecilerin sayılarının katlanarak artmasını durduramadık ve Suriye’de yardıma muhtaçlara yeteri kadar insani yardım sağlayamadık.” dedi
Türkiye’de ülkelerini bilmeyen yarım milyon Suriyeli bebeğin doğduğunu ve sığınmacıların yüzde 86’sının inançlı olmadığı için ülkelerine dönmek istemediğini aktaran Sinirlioğlu, Suriye’deki krizin neden olduğu tüm güvenlik sorunu ve insani sonuçlarla Türkiye’nin karşı karşıya olduğunu söz etti.
Sinirlioğlu, geçen hafta El Eterip ilçesindeki hastaneye yönelik “barbar” atağın Suriye’de işlenen savaş cürümlerinin son örneği olduğuna dikkati çekerek, memleketler arası insani hukuk ihlallerini güçlü bir biçimde kınadı ve sorumluların açığa çıkarılıp hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
“BM DÜZENEĞİ YENİLENMEZSE KİTLESEL GÖÇ OLABİLİR”
Suriye’ye hudut ötesi yardımlara imkan sağlayan BM sistemi temmuzda yenilenmezse yeni bir kitlesel göç ile karşı karşıya kalınabileceği uyarısı yapan Sinirlioğlu, insani yardımların girişini rejimin onayına bırakmanın vakit kaybı ve beyhude bir teşebbüs olacağını söyledi.
Sinirlioğlu, Rusya’nın geçen hafta rejim bölgesiyle muhaliflerin alanı ortasına kapı açmasına ait de değerlendirmede bulunarak, “Yerel halkın isteği olmadan tek taraflı teşebbüslerde bulunmak yalnızca Esed’in diktatörlüğünü yasallaştırma uğraşlarına hizmet eder.” değerlendirmesinde bulundu.
Büyükelçi Sinirlioğlu, “Bu, gerçek ile yanlış ortasında bir savaş ve insani prensip problemi. Milyonlarca insanın hayatı tehlikede ve artık harekete geçmemiz gerekiyor.” diye konuştu.
Ensonhaber
