2010 yılında 64 yaşında olan Alzheimer hastası Fatma Gökçeli, Osmaniye’de birlikte yaşadığı oğlu Yakup Gökçeli’nin konutundan gece vakti ortadan kayboldu.
Teze nazaran, sabaha karşı kayınvalidesinin balkondaki yattığı yatakta olmadığını gören Güllü Gökçeli eşi Yakup Gökçeli’yi uyandırarak annesinin konutta olmadığını söyledi.
Sabah saatlerinde öteki yakınlarına haber veren Yakup Gökçeli, annesini kendi imkanları ile bir mühlet aradıktan sonra tıpkı gün polise giderek kayıp müracaatında bulundu.
BAYANIN İZİNE RASTLANMADI
Ortadan geçen vakit zarfında kayıp bayanın izine rastlanmadı. 2013 yılında Yakup Gökçeli ve Güllü Gökçeli, bir televizyon kanalındaki programa katılarak annelerinin kayıp olduğunu söylediler.
Tekrar o tarihte kayıp bayanın kızı Dursun Taş telefon ile bağlandığı programda, “Annem kardeşimin konutunda kalıyordu. Nasıl kaybolduysa bu ikisi biliyor. Tahminen makûs bir şeyler yaptılar.” demesi üzerine yaşlı bayanın yaşadığı mesken ve etrafındaki kuyularda polis ceset aradı.
Lakin Fatma Gökçeli’ye dair bir iz bulunamadı. Bu argüman üzerine Yakup Gökçeli ve eşi Güllü Gökçeli tıpkı yıl gözaltına alındı.
TABİRİNDEN SONRA KOCASI TUTUKLANDI
Güllü Gökçeli alınan tabirinde, “Eşim gece vakti annesini arabaya bindirerek hastaneye götürüyorum dedi. Sabaha karşı ise konuta yalnız geldi. Annesini sorduğumda artık annem yok kimseye bir şey söyleme.” biçiminde tabir verince Yakup Gökçeli tutuklanarak cezaevine gönderildi.
21 gün mahpus yatan Gökçeli, akabinde tahliye edildi. Görülen dava sonucunda annesinin cesedine dair bir iz bulunamaması ve kanıt yetersizliğinden hakkında beraat kararı verildi. Lakin Yargıtay’ın verilen beraat kararını bozması üzerine 2019 yılında Yakup Gökçeli hakkında yine dava açıldı.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET CEZASI VERİLDİ
Bu sefer yapılan yargılamada Osmaniye Ağır Ceza Mahkemesi, Yakup Gökçeli’ye “üst soy bağındaki akrabayı taammüden öldürmek” hatasından ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası verdi.
“VİCDAN AZABI ÇEKİYORUM”
Kocası 1 ay evvel tutuklanarak cezaevine gönderilen Güllü Gökçeli ise eşi hakkında 2013 yılında palavra söz verdiğini ve şu anda verilen bu cezadan ötürü vicdan azabı çektiğini söyleyerek, “Hayatımda hiç karakola gitmedim. Birinci sefer 3 gün nezarethanede kalmıştım. Çok korktum. Oradan hiç çıkamayacağımı zannettim. Bundan ötürü eşim için ceza almasına sebep o ifadeyi vermek zorunda kaldım. Palavra söyledim. Artık vicdan azabı çekiyorum. Yakup Gökçeli’nin bu hadisede hiç kabahati günahı yok. Boş yere mahpus yatıyor.” halinde konuştu.
“YARDIM BEKLİYORUZ”
Yengesinin sözünde annesinin 2010 yılında bayramın 1’inci günü Yakup Gökçeli tarafından götürülüp kaybedildiğini söyleyerek palavra beyanda bulunduğunun aşikar olduğunu söyleyen kayıp bayanın öbür oğlu Yusuf Gökçeli ise “Annemin kaybolduğu dedikleri gün ben Kadirli’de eşim, annem ile birlikte tıpkı konutta uyuduk. Annem o gün kaybolmadı. Güllü Gökçeli o tarihte palavra söz verdiği buradan belirli. Telefon kayıtlarıma bakılsın ben annemin yanındaydım. Ayrıyeten bu belgeye 3 kere takipsizlik verildi. Her seferinde ağabeyim Yakup Gökçeli bu karara kendisi itiraz etti. Annemin aranması için 4 başka Bakanlığa kendisi dilekçe yazdı. En son verilen takipsizlik kararına ağabeyim Yakup Gökçeli ağır ceza mahkemesine kendisi itiraz etti. Annemi daima kendisi aradı. Annem şu ana kadar bulunamadı fakat ağabeyim ceza aldı. Biz Adalet Bakanımızdan büyüklerimizden yardım bekliyoruz.” dedi.
Ensonhaber
