Ankara’daki silahlı arbedede kardeşi Fırat Öztaş ile yaralanan Ahmet Öztaş’ın, kaldırıldığı Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ömrünü yitirmesinin akabinde meydana gelen hadiselere ait, iki kardeşin ailesi birinci kere konuştu.
Baba Mehmet Öztaş, oğullarıyla daha evvelce hasımlığı olan şahısların plan yapıp, berbere giderek çocuklarını kurşunladığını söyledi.
Vefat eden oğlu 31 yaşındaki Ahmet Öztaş’ın da ateş eden kişiyi durdurmak için silahın üzerine atladığını anlatan baba, küçük oğlunun ağabeyini kucağına alarak araçla hastaneye gittiğini belirtti.
TABIP YAŞATMAYA ÇALIŞIYORUZ DEDİ
Baba Öztaş, sıhhat çalışanlarının kendilerini korumak için kapıyı kapatıp sedyelerle barikat kurmalarına ait imgeleri toplumsal medyada gördüğünü söyleyerek, “Oğlum yaralıydı sedyenin üzerindeydi. Onu görünce ‘ağabeyin nerede’ diye sordum. ‘Baba ağabeyim ameliyatta’ dedi. Ameliyat odası dedikleri yer müdahale odasıydı. Kapıya vurdum, kapıyı açmadılar. Tekrar güvenlik kapıya vurdu. Bir tabip çıktı, ‘Amca senin oğlun kurşunu yakından yediği için iç kanaması var. Onu durdurmaya çalışıyoruz’ dedi. Ben o sırada ‘oğlum öldü mü’ dedim. ‘Onu yaşatmaya çalışıyoruz, 1 saat kadar müsaade et bize gereken bilgiyi vereceğiz’ dediler.” diye konuştu.
ÖLDÜĞÜNE İNANMAM İÇİN YÜZÜNÜ GÖRMEK İSTEDİM
Daha sonra oğlunun durumunu tekrar doktora sorduğunu aktaran baba Öztaş, şunları söyledi: “Çocuğumun vefatını söylediler ‘başın sağ olsun’ dediler. Ben orada ‘oğlumun öldüğüne inanmam için yüzünü görmem gerekiyor’ dedim. Ben acılı bir babaydım. Karım kendini kaybetmişti, saçını başını yoldu. Biz orta kapıda 10-15 bireydik. Sonra çocuklarımın hepsini dışarıya çıkardım. Oradaki emniyet amiri ‘Buraya polislerden koridor kurun’ dedi. Ben ‘gerek yok, benim ailem taşkınlık yapacak bir aile değil, acısı var hepsi de dışarıda, hekimlerimiz rahatlıkla çıkabilir’ dedim.” sözlerini kullandı.
HEPSİNDEN ÖZÜR DİLEDİM
Dışarıya çıktıklarında doktoru gördüğünü anlatan Mehmet Öztaş, “6 doktora da ‘Allah razı olsun, ellerinize sıhhat, benim çocuğumu siz öldürmediniz, sorumlusu siz değilsiniz’ dedim. Hepsinden özür diledim, polislerden de özür diledim. Başhekim de yanımdaydı. ‘Eğer bu hastanede kırılan dökülen bir şey varsa hepsini ben ödeyeceğim’ dedim. O ortada, emniyet amiri ‘Bizler sizin için buradayız, siz bize kolaylık gösterdiniz, Allah size sabır versin, sizden şikayetimiz yok’ dedi. Dışarı çıktım ailemi sakinleştirdim. Bütün hadisemiz bu oldu. Bizim canlarımız onlara emanet. Kemal Atatürk ne demiş, ‘beni Türk hekimlerine emanet edin’ demiş. Ben evlatlarımı onlara emanet ettim, ben nasıl onlara karşı gelebilirim, kim gelebilir. Ben dağ üzere önlerinde dururum. Biz onlara karşı gelmiş olsaydık evlatlarımızı nasıl onlara götürüp muayene ettirebilirdik.” diye konuştu.
5 GÖZALTI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında, hastanenin ağır bakım kapısını zorlayan şahısların kimlikleri tespit edildi.
Soruşturma kapsamında kimlik tespiti yapılan 5 kuşkulu, Ankara Emniyet Müdürlüğü takımlarınca gözaltına alındı.
Ensonhaber
