Suudi Arabistan’da yer alan 7 bin yıllık Umm Jirsan mağarası 2007 yılında keşfedildi.
Fakat bilim insanları mağarada daima esen rüzgar ve içeriden gelen hırıltılardan endişelenerek içeride keşif yapmayı daima erteledi.
Alman ve Suudi arkeologlardan oluşan bir grup yakın vakitte lav tünelinin odalarına girerek yeni bir çalışma yayınladı.
Araştırmacılar, insan ve hayvanlara ilişkin on binlerce kemik modülüyle karşılaştı. Kemiklerin mağarayla yaşıt olduğunu hesaplayan uzmanlar alanda meydana gelen olayı da aydınlattı.
ON BİNLERCE KEMİK BULUNDU
Suudi Arabistan’ın kuzeybatısındaki kurumuş bir lav tünelinin yerinde insan ve hayvanlara ilişkin olduğu bedellendirilen on binlerce kemik bulundu.
Arkeologlar, ülkenin kuzeybatısında yer alan Umm Jirsan mağarasındaki lav tüpünü tarihlendirmek isterken kemikleri keşfetti. Lav tüpünün yaklaşık 7 bin yıl evvel oluştuğu belirlendi.
Bununla birlikte araştırmacılar, at, eşek, deve, keçi ve ceylan gibi 40 farklı tipten oluşan kemik yatağının ardında çizgili sırtlanların olduğunu düşündüklerini açıkladı. Alanda hayvan kemiklerine ek olarak, üç insan kafatası kalıntısı keşfedildi.
GİZEMİ ÇÖZÜLDÜ
Sırtlanların et için insan mezarlarını karıştırdığı ve çok iyi avcılar oldukları biliniyor. Çizgili sırtlanlar geceleri avlanıyor ve otçullar, etoburlar, böcekler ve bitkiler de dahil olmak üzere çabucak hemen her şeyle besleniyor.
Bu hayvanlar birebir vakitte güçlü çenelerini kemikleri kemirmek ve ezmek için de kullanıyorlar. Birebir vakitte sırtlanlar, toynak, boynuz, saç ve tırnak üzere birden fazla hayvanın yemediği av kesimlerini sindirebiliyor.
ARAŞTIRMACILAR YILLARCA GİTMEYİ REDDETTİ
Öbür taraftan, lav tüpü birinci olarak 2007’de keşfedildi lakin araştırmacılar içeriden hırıltı duyduklarını belirterek mağaranın derinliklerine gitmeyi reddetti.
Suudi Jeolojik Araştırma Ünitesi, King Saud Üniversitesi ve Alman Max Planck Enstitüsü’nden araştırmacıların, her biri bir kemik denizi olan mağara odalarını keşfetmeleri talihsizlikler nedeniyle yıllar sürdü.
ETOBURLAR İÇİN HALA İNANÇLI BİR SIĞINAK
Archaeological and Anthropological Sciences isimli bilimsel mecmuada yayımlanan çalışmanın müellifleri, “Çoğunlukla etobur saldırısına uğrayan kemikler her yerde bulundu ve bilhassa sistemin en batı kısmında ağırlaşmıştı. Kalıntılar, ‘kurt, tilki, sırtlan, kaya güvercinleri, yarasalar, koyun yahut keçiler ve kayaların varlığına işaret ediyor. Alanın keşfi sırasında duyulan ‘hırıltı’ Umm Jirsan’ın hala etoburlar için bir sığınak olduğunu gösteriyor” açıklamasını yaptı.
KEMİKLER NEREDEYSE 7 BİN YAŞINDA
Araştırmacılar içinde bulunan büyük ölçüde kemik nedeniyle ‘Kurt İni’ olarak isimlendirdikleri bir odayı da araştırdı.
Mağaranın içindeki on binlerce kemikten toplam bin 917 kemik kesimi ve diş toplandı. Bunlardan bin 73’ü muhakkak bir iskelet ögesiyle tanımlanabildi.
Radyokarbon tarihlemesinin akabinde kemiklerin yaklaşık 6 bin 839 yaşında olduğu görüldü.
Max Planck İnsan Tarihi Çalışmaları Enstitüsü’nde zooarkeolog ve çalışmanın muharrirlerinden Mathew Stewart, “Alanda üzerlerinde kemirme izleri olan tahminen beş ya da altı insan kafatası bulduk. Ancak bedenlerin geri kalan kesimlerine ulaşamadık” dedi.
Bununla brilikte, Doğu Hayber’deki Haret Bani Rashid çöl bölgesinde bulunan Umm Jirsan lav tüpünün, bölgedeki birkaç lav tüpünden biri olduğuna inanılıyor. Lav tüpü, lav akışının sertleşmiş yüzeyinin altında hareket eden volkanik bir havalandırma deliğinden lavın akmasıyla oluşan doğal kanallara deniliyor.
Ensonhaber
