Büyüme devrinde çocuklar, birçok yeni duyguyu deneyimlerken zorluk çekiyor. Bilhassa 12-36 ay ortasındaki devirde motor hünerleri geliştiği için yaşadıkları zorlukları göstermekte daha saldırgan olabiliyorlar. Bu periyotta çocuğunuzla aranızdaki bağı sağlam tutmak, çocuğunuzun psikolojisi ve gelişimi açısından epey değerli. Medicana Sivas Hastanesi’nde vazifeli Psikolog Gizem Yılmaz, bebeklikten çocukluğa geçiş devri olan 2 yaş sendromu hakkında açıklamalarda bulundu.
“ÇOCUKLARDA BU DEVİR İNAT VE ÖFKE BAŞ GÖSTERİR”
Psikolog Yılmaz, “2 yaş sendromu dediğimiz periyot 12- 36 ay ortasındaki devri içerir, bebeklikten çocukluğa geçiş devridir. Bu sendrom birtakım çocuklarda hiç görülmeyebilirken, kimi çocuklarda uzayabilmektedir. Bu periyot çocukların bireyselleştikleri, karakterlerinin geliştiği en kıymetli periyottur. Çocukta dünyaya karşı bir ‘merak’ duygusu başlar, yeni keşiflere yönelir. Kendi istek ve gereksinimlerinin farkına varmaya başlar. Ebeveynle uzaklık giderek artar, kendi başına davranmak ve karar vermek ister tekrar de her ne kadar bağımsız olmak, anne babadan ayrılmak isteği olsa da onlara muhtaçlığı olduğunun farkındadır. Çocukla ebeveyn ortasında çıkan çatışma, ailenin bazen ne yapacağını bilmediği için çaresizliğe kapılması, çocuğun daima ağlaması ve ebeveynlerin vakitle sonlu ve tükenmiş hissetmeleri nedeniyle çatışmalı bir periyot olur bu nedenle sendrom olarak isimlendirilir.” dedi.
Psikolog Gizem Yılmaz, çocuklarda bu periyot inat ve öfkenin baş gösterdiğini belirterek, “Gün içinde daima her şeyi keşfetmeyi isteyen çocuğun engellenmesi inat davranışını tetikleyen bir ögedir, her ‘hayır, dur, dokunma’ denildiğinde çocuğun yeni şeyler keşfetmesine mahzur olunur. Lisan gelişimi tamamlanmadığı için fikirlerine paylaşamayan çocuk isteklerini davranışlarıyla göstermeye eforlar. Gün içerisinde enerjiyi boşaltamayan çocuk yahut gergin bir mesken ortamında yaşayan çocuk inatlaşma davranışını göstermeye başlar. Çocuklarda bu periyot; İnat ve öfke baş gösterir, yemek yemeyi istemez, söylenenlerin aykırısını yapar, anne babaya vurabilir, yaşıtlarına saldırgan davranışlar içinde bulunabilir, öfkesi engellendiğinde bu duyguyu kendine yönelterek: kendini yere atma, ağlama, bağırma üzere davranışlar sergileyebilir. Açlık, yorgunluk yahut hastalık durumlarında kriz artabilir. Yansılara karşı küsme, alınma gösterebilir. Kendine dair fazla bir itimat geliştirebilir, oyuncaklara ziyan verme, kırma, fırlatma davranışları ortaya çıkar.” biçiminde konuştu.
“EBEVEYNLER EVVEL KENDİ RUH SIHHATİNİ KORUMALI’’
Ebeveynlerin bu devirle nasıl başa çıkmaları gerektiğini anlatan Yılmaz, “İlk evvel kendi ruh sıhhatinizi korumalısınız ki bu devri en hoş halde atlatabilesiniz. Baskıcı ve engelleyici hallerden uzak durulmalı, sonlandığında, bağırdığında çocuğun üzerine gitmeyerek sonu geçene kadar yalnız bırakılmalı. Çocuğun güvenliğini sağlayarak sizin denetiminiz altında kendini özgür hissedeceği bir alan oluşturmak kıymetlidir. Bu sürecin çocuğun zihinsel ve duygusal gelişimi tamamlandığında son bulacağını düşünüp sabretmeniz gerektiğini unutmayınız. Kural koyarken nedenini açıklayarak, dengeli davranmaya ihtimam gösterin. Gücünü boşaltabileceği aktiviteler yapın, yapmasını istediğiniz şey için ısrarlı davranmayın, çocukla mümkün olduğunca birebir düzeyde ve göz teması kurarak konuşun, ağlayarak dediğini yaptırmaya çalışan çocuğu ödüllendirmek davranışı pekiştirecektir, bundan kaçınmak değerlidir.’’ tabirlerini kullandı.
Ensonhaber
