Muğla Datça Mezarlığı, farklı dinlerdeki insanların defnedilmesi nedeniyle ‘hoşgörü mezarlığı’ ismiyle anılmaya başladı.
Ay- yıldızlı alemlerden birbirinden enteresan heykellere kadar pek çok figürün yer aldığı mezarlık, adeta milletlerarası bir açık hava müzesini andırıyor.
O denli ki; mezarlıkta yabancı ülkelerden gelip de burada hayatlarını kaybeden Hıristiyanların kabirlerde yer alan, ‘Geldim, gördüm, yerli olarak gittim’ biçimindeki yazılar, onların Datça’daki müsamaha ortamını nasıl benimsediklerini de gözler önüne seriyor.
TARİHİYLE BARIŞ BÖLGESİ
Datça Etraf ve Turizm Derneği’nin kurucu lideri ve emekli turizmci 65 yaşındaki Ömer Doğan Yalçınkaya, Datça yarımadasının yalnızca günümüzde değil, tarih boyunca, sevgi- barış ve müsamaha bölgesi olarak anıldığını söyledi.
“İNSANLAR BARIŞ VE MÜSAMAHA İÇERİSİNDE YAŞAMIŞLAR”
Datça yarımadasında çok ünlü heykeltıraş ve sanatkarların yaşadığını hatırlatan Yalçınkaya, “Datça yarımadası, bu özelliği nedeniyle Roma periyodunda, senatonun çıkardığı bir kanun ile vergi alınmadığı bile biliniyor. 900 yıl evvel yaşanan din savaşları, yani Haçlı seferleri vaktinde, 2 dinin insanları birbirlerini boğazlarken; Datça’da 150- 200 metre ortada hem kilise hem cami yer almış; beşerler barış ve müsamaha içerisinde yaşamışlar. Bu gelenek bu coğrafyada günümüze kadar devam etmiş, hala de devam etmektedir. Mezarlığımızda farklı dinlerin mensupları sevgi ve barış içerisinde yan yana yatmaktadırlar.” diye konuştu.
“DİN YA DA MEZHEP FARK ETMİYOR”
Datça’nın, turizm alanında tanınıp, gelişmesinden sonra farklı ülkelerin farklı kültür ve dinlerine mensup insanların bölgeye gelerek yerleştiklerini tabir eden Yalçınkaya, “Burada konut alıp yerleştiler. Günü geldiğinde öldüklerinde ise hiç dinlerine bakılmaksızın, hangi din mensubu ya da mezhepten olursa olsun hepsi bu mezarlıkta yan yana sevgi ve barış içerisinde uyumaktalar.” dedi.
Ensonhaber
