Ankara Nallıhan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın geçen yıl açtığı davanın iddianamesine nazaran, bir vakada yaralanan V.L. isimli kuşkulu, 1 Ocak 2019’da Nallıhan Devlet Hastanesi Acil Servisine götürüldü.
Serviste vazifeli tabip B.Ö. tarafından V.L’nin muayenesi yapılarak, süreksiz tabip raporu verildi.
TEKRAR HASTENEYE SEVK EDİLDİ
Bununla birlikte kati tabip raporunun kulak burun boğaz (KBB) uzmanı tarafından verilmesinin uygun olacağı belirtildi. Bu sebeple kuşkulu sonraki gün, tekrar hastaneye sevk edildi.
İddianamede, şüpheliyi muayene eden KBB uzmanı tabip N.K’nin “ayrı bir kati doktor raporu düzenlemeden, acil tabibinin düzenlediği süreksiz tabip raporunun üzerine el yazısıyla okunaksız biçimde Sıhhat Bakanlığının ‘Adli Tabiplik Hizmetlerinin Yürütülmesinde Uyulacak Esaslar’ hakkındaki genelgesinde belirtilen kriterlere karşıt olarak, kati-geçici ibaresini dahi belirtmeden not yazmak suretiyle şerh düştüğü” kaydedildi.
‘YENİ RAPOR İSTENDİ’ SAVI
Bahsin aktarıldığı Cumhuriyet savcısının, “acil tabibinin düzenlediği süreksiz raporun üzerine not yazılarak yahut şerh düşülerek değil, yoluna uygun yeni evrak tanzim edilerek kati tabip raporu düzenlenmesini istediği” bildirilen iddianamede, 4 Ocak’ta V.L’nin bir kere daha hastaneye sevk edildiği ve savcının talimatının doktora aktarıldığı belirtildi.
SORUŞTURMANIN NEDENİ
İddianamede, N.K’nin tüm ikaz ve ikazlara karşın birebir biçimde ikinci kere acil tabibinin düzenlediği süreksiz tabip raporunun üzerine el yazısıyla not düşmek suretiyle, kati-geçici ibaresini dahi belirtmeden, talimat ile Sıhhat Bakanlığının genelgesindeki konulara alışılmamış olarak düzenlenen evrakı görevlilere elden teslim ettiği kaydedilerek, bu sebeple “icrai davranışla vazifesi berbata kullanma” cürmünü işlediği ve savcılıkça bunun üzerine re’sen soruşturma açıldığı söz edildi.
‘MAĞDURİYETE YOL AÇTI’
İddianamede tabip N.K’nin “norma alışılmamış davranışının sabit olduğu, kamunun ve bireylerin mağduriyetine yol açtığı” savunularak, şöyle denildi:
“Cumhuriyet savcısının yazılı buyruğuna istinaden mağdur kuşkulu şahıs (V.L) hakkında ikinci defa, tüm ikaz ve ikazlara karşın yazılı buyruğun içeriği ile Sıhhat Bakanlığınca çıkarılan Isimli Tabiplik Hizmetlerinin Yürütülmesinde Uyulacak Temeller başlıklı genelgede belirtilen konulara alışılmamış biçimde rapor tanzim edildiği, bu kapsamda kamu araç ve girişlerinin fazladan kullanılması (yakıt, kırtasiye, fazladan tedavi vs) sebebiyle kamunun ziyanına neden olunduğu ve mağdur kuşkulu şahsın mağduriyetine yol açtığı anlaşıldığından, N.K. hakkında isimli vazifesi ihmal kabahatinden re’sen süreç tesis edilmiştir.”
BERAAT ETTİ
İddianameye nazaran N.K, soruşturma üzerine kuşkulu olarak verdiği tabirde şunları kaydetti:
“V.L. isimli şahıs yanıma geldiğinde, gerekli muayenesini yaparak, süreksiz raporun pratisyen doktor tarafından doldurulmuş kısmının altına yaptığım muayenenin kolay tıbbi müdahale ile giderilebilir yazdım. Sonraki gün tıpkı hasta, bir polis memuru ile geldi. Polis memuru bana ‘Bu rapor olmamış’ dedi. Ben de ‘Neresi olmadıysa ya da eksik varsa düzeltelim’ dedim. Bunun üzerine evvelki gün verilen raporu birlikte inceledik. Pratisyen tabip tarafından düzenlenen süreksiz tabip raporunda sonuç kısmının bulunduğu o kutucuğun dışında ve altındaki boşluğa protokol numarası vererek, muayene sonucunun el yazısı ile eksiksiz olduğunu düşünerek, yazdım. Vazifeli memur bana yeni ve farklı bir rapor yazmam gerektiğini söylemedi. Ben de belirttiğim üzere yapılan muayene sonucunu süreksiz rapor üzerine yazdım.”
Davayı gören Nallıhan Asliye Ceza Duruşması, cürüm sürece kastı olmadığına hükmederek N.K’nin beraatine karar verdi.
Ensonhaber
