Tıbbi ismi makula olan sarı nokta, gözün gerisinde retinanın ortasında bulunan ve merkezi görmeyi, cisimleri net görmemizi sağlayan bölgedir. Sarı nokta hastalığı tıbbi ismi yaşa bağlı makula dejenerasyonu olan 50 yaş üstü bireylerde merkezi görme kaybının en kıymetli nedenidir. Sarı noktanın hasarında bireyler cisimlerin merkezini karanlık, olduğundan büyük yahut küçük, düz çizgilerde kırılmalar formunda görebilir. Hastalığın ilerleyen devirlerinde yüzleri tanıma, okuma-yazma, yemek yapma ve yemek yeme üzere günlük işlerin yapılmasını engelleyip kişiyi diğerlerine muhtaç bırakabilir. Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Esra Ayhan Tuzcu, sarı nokta hastalığının ileri yaş, sigara kullananlarda ve aile de sarı nokta hastalığı olan bireylerde sık görüldüğünü lisana getirdi.
“İLERLEMESİNİ DURDURAN TESİRLİ BİR TEDAVİ ŞİMDİ YOK”
Günümüzde sarı nokta hastalığının ilerlemesini durduran her hangi bir tedavi olmadığını söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tuzcu, şöyle devam etti: “Günümüzde, sarı nokta hastalığı kademesinde hastalığın ilerlemesini durduran rastgele bir tesirli tedavisi yoktur. Erken devirde yakalanan ve kuru tip sarı nokta hastalığında yılda 2 kere retina hastalıklarında uzman bir göz tabibi muayenesi ve OCT ile takibi kıymetlidir. Zira kuru tip sarı nokta hastalığı ilerleyen devirlerde yaş tipe dönüşebilir. Bu hastalıkla ilgili yapılan bilimsel çalışmalar antioksidan yiyeceklerle beslenme dışında vitamin ve minerallerin günlük alımının hastalığın ilerlemesini yavaşlatabildiğini bildirmişlerdir. Bu sebeple günümüzde hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve önlemek için göz tabibinin teklifiyle özel vitamin kombinasyonu tabletlerinin kullanılması faydalı olabilir.”
“YAŞ TİPİNDE GÖRME KAYBI ÖNEMLİ İLERLİYOR”
Sarı nokta hastalığının yaş tipinde görme kaybı çok önemli ve ilerleyici olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Tuzcu, “Sarı nokta hastalığın yaş tipinde göz içine enjeksiyon önerilmektedir. Birtakım hastalarda soğuk lazer olarak bilinen fotodinamik tedavi de yapılmaktadır. Günümüzde yaş tip sarı nokta hastalığında en sık kullanılan usul göz içi enjeksiyonudur. Bu tedavi hastanın görme seviyesinde artışa ve ilerleyişi durdurmayı hedeflemektedir. Göz içi enjeksiyonu birinci uygulamada birer ay ortayla en az 3 doz yapılmalıdır. Daha sonra aylık denetimler yapılmalıdır. Denetimlerde tekrarlama görülürse göz içi enjeksiyonu tekrarlanır. Göz içi enjeksiyonu ameliyathane kurallarında steril ortamda yapılmaktadır. Enjeksiyon süreci öncesinde göz yüzeyi mikrop öldürücü solüsyonla temizlenir. Hastaya uyuşturucu damla damlatıldığı için süreç sırasında ağrı duymaz. Süreç 1-2 saniye sürer. Süreç sonrası göze antibiyotikli damla damlatılarak göz bandaj ile kapatılır. Göz içi enjeksiyondan birkaç saat sonra hasta olağan hayatına dönebilir. Enjeksiyon sonrası birkaç gün antibiyotikli damla kullanmalıdır ve enjeksiyondan bir gün sonra denetime gelmelidir” sözlerini kullandı.
Doç. Dr. Esra Ayhan Tuzcu, Sarı nokta hastalığının tedavisine ait açıklamalarını şu tabirlerle tamamlandı: “Hastaların enjeksiyondan sonra en çok şikayetleri beğenilen yanma batma şikayetidir. Bu şikayetin nedeni göz yüzeyinin temizlenmesinde kullanılan mikrop öldürücü solüsyonun tahrişine bağlıdır. Enjeksiyonun en kıymetli riski göz enfeksiyonudur. Süreç ameliyathanede steril kaidelerde yapıldığı vakit bu risk çok azalmaktadır. Bu hastalıkta enjeksiyon sayısı hastadan hastaya değişebilir. Birtakım hastalar üç enjeksiyondan sonra tekrar enjeksiyona gerek duymazken kimi hastalar 50-60 sefer enjeksiyona muhtaçlık duyabilir. Hastalar göz içi enjeksiyonu birinci duyduklarında çok korkmaktadır. Lakin süreci olduktan sonra enjeksiyonun o kadar da korkutucu olmadığını belirtmektedirler. Sarı nokta hastalığının tedavisinde yeni ilaçlarla ilgili birçok çalışma bulunmaktadır. Yeni ilaçların hedefi enjeksiyon sayısını azaltmak ve daha tesirli bir tedavi sağlamaktır.”
Ensonhaber
