AK Parti Küme Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, dün partisinin vilayet başkanlığı kongresine katılmak üzere Çanakkale’ye geldi.
Bugün Lapseki Belediye Lideri Eyüp Yılmaz’ı ziyaret eden Turan’a, bir gazeteci, CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi ile Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy’un, parti içi meseleleri CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na mektup yazarak, iletmelerini hatırlattı.
‘CHP’deki mektup siyasetini nasıl değerlendiriyorsunuz?’ diye sordu. Turan da şu cevabı verdi:
TURAN’DAN CHP’YE AĞIR TENKİT
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun genel lider olması operasyonunda, CHP’nin adım adım nasıl dönüştürüldüğünü, nasıl farklı kimlik içerisinde olduğunu daima bir arada gözlemledik. Artık şu anki CHP’nin ne Atatürk ile ne İnönü ile hatta ne Baykal ile hiçbir alakası olmadığını, yalnızca isim benzerliğinin kaldığını görmüş olduk. Ordumuza ‘satılmış’ diyebilen, PYD’ye ‘terör örgütü’ diyemeyen, Atatürk’e ‘Atatürk’ demekten korkan, sonuçlar katılaşmadan evvel Joe Biden’ı tebrik sırasına giren CHP’lilerin olduğu, bu CHP’nin tarihteki CHP ile hiçbir bağının kalmadığını herkes görmüş oldu. Ümit ediyorum CHP bu usul yansılarla kendisine gelir. Ümit ediyorum CHP’nin Atatürkçü, milliyetçi, halkçı insanları bu yanlış gidişe, bu kimliksiz siyasete ‘dur’ der. Zira CHP şu an geldiği yerde yalnızca Selahattin Demirtaş’ın eş başkanlığının fiili halden resmi hale gelmesinin eksik kaldığı periyodu yaşıyor.
“KILIÇDAROĞLU’NUN İDARESİ BUNA İMKAN VERMİYOR”
Şu an PYD’nin terör örgütü olarak görülmediği bir CHP, bildiğiniz üzere tıpkı halde HDP’nin vagonu durumunda olup, eş başkanlığını Demirtaş’ın yaptığı bir parti haline gelmiştir. Bir başka taraftan soruna baktığımızda, içerikten diğer yordamla ilgili sıkıntıyı değerlendirdiğimizde, her partide tartışmalar, polemikler olabilir. Kendi idareleriyle vekilleri, örgütleri, teşkilatları ortasında tartışmalar olabilir. Lakin bunların yordamı, yol yordamı muhakkaktır. Ateş yakarak dumanla haberleşmek üzere, mektupla yazışmak üzere çok geride kalan tabirlerin, yaklaşımların bugünün Türkiye’sinde olması büyük bir vahamettir. Kılıçdaroğlu idaresi, kendi vekillerini dinleyebilen, anlayabilen, onlarla karşılıklı hususları değerlendirebilen bir imkan vermiş olsaydı, hiçbir vekil genel lidere mektup yazma adabını tercih etmezdi.”
Ensonhaber
