Şanlıurfa’da koronavirüs önlemleri kapsamında vilayet genelinde tedbirler devam ediyor.
Salgınla gayret konusunda yetkililer vatandaşları maske, hijyen ve toplumsal aralık konusunda sık sık uyarırken Ceylanpınar’da vatandaşlar maskeyi batıl inançları için kullanıyor.
“İNSANLAR BİR ŞEY İSTEYECEKSE ALLAH’TAN İSTESİN”
Ne kadar çöp varsa insanların ağaca astığını söyleyen İbrahim Geçgil, ”Buraya geldiğimde ağacı bu formda gördüm. İnsanların bu türlü şeyler yapmaması gerekiyor. Ağaca bez, poşet, maske, üzere şeyler asmışlar. Affederseniz ne çöplük görmüşler ise ağaca asmışlar. Bence insanların ağaçtan bir şey istememesi lazım. Beşerler bir şey dileyecekse Allah’tan istemeleri hakikat olur. Hoş bir formda duamızı edip Allah’tan istemek gerçek olur. Bu türlü ağaca maske asarak batıl inançlara inanmamız lazım. Esasen birçok hocamız ve profesörlerimiz bu türlü bir davranışın yanlış olduğunu insanlara söylüyorlar. Vatandaşlarımız bir şey isteyecekse Allah’tan istemelidir.” dedi.
“ARADA FARKLI İNANÇ OLMAMALI”
İnsanların bir şey isterken direkt Allah’tan istemeleri gerektiğini söyleyen Abdulkerim Baykuş ise ”Böyle bir hareketin yanlış olduğunu düşünüyorum. Şahsen bir şey beklenecekse sadece Allah’tan beklenmelidir. Ortada farklı bir inanç olmaması gerekiyor. Sonuçta bu bir ağaçtır, kimseye bir yararının olacağını beklemiyorum. Bu türlü bir şeyin olmaması daha iyi olurdu” tabirlerini kullandı.
“İNSANLAR BÜYÜK BİR YANLIŞA DÜŞÜYOR”
Allah’ın dininde hurafe ve batıl inanca yer olmadığını lisana getiren Şanlıurfa Vilayet Müftüsü Mehmet Taştan da dedi.
“HARAM VE HELAL BELLİDİR”
İslam dininde helalin, haramın, caizin, mubahın kaynağının Kuran’ı Kerim ve sünnet olduğunu söyleyen Taştan, “Kuran’ı Kerim ve sünnette helal ve haram muhakkaktır. Biz dua edeceğiz. Biz hastalık sebebiyle devletimizin ve dinimizin yapmamızı istediği şeyleri yapacağız. Tamam diye bir sloganımız var. Maskemizi takacağız, temizliğimizi yapacağız ve aralığımızı koruma edeceğiz. Hepimizin ailesi, etrafı ve sevdikleri var. Sevdiklerimizin ortamızda yaşamasını dilek ediyorsak, hastalığın bulaşmasını istemiyorsak çarşıda, pazarda, caddede, sokakta, düğünde her yerde bize tavsiye edilen şeyleri yapmamız gerekiyor. Pekala bu hastalık nasıl kalkar, dikkat edersek, aşılanırsak, gelen aşıyı kullanırsak eskisi kadar olmasa da rahat edeceğimizi düşünüyorum. O halde ağaca bez bağlamak, maske takmak asla bir tahlil yolu değildir.” sözlerini kullandı.
“HAZRETİ ÖMER ÇAPUT BAĞLANAN AĞACI KESTİRDİ”
İslam dininde ağaca çaput ve bez bağlamanın ne kadar yanlış olduğunu Hazreti Ömer periyodunda yaşanan bir olayı örnek vererek aktaran Taştan, “Peygamberimizin (Sallallahü aleyhi ve sellem) vefatından sonra, Medine civarındaki insanların oradaki bir ağaca çaput bağladıklarını ve hasebiyle sebep olarak Peygamberimizin orada konaklamasını gösterdiklerini ve o ağacı kutsal, mübarek bir ağaç üzere gördüklerini duyan Hazreti Ömer, çabucak o ağaç için talimat veriyor ve ağaç kestiriliyor. Bu Hz. Ömer’in hurafe ve batıla asla taviz vermediğini gösteriyor. Bizler Müslümanız, o halde bir ağaca bez, çaput, maske bağlayarak bu musibetlerin üzerimizden kalkacağına inanmak muhakkak hurafedir, batıldır, yanlıştır, dini değildir. Dini asıllarla asla ve asla örtüşmeyen bir harekettir. Kardeşlerimden bu cins hareket ve davranışlardan şiddetle uzak durmalarını dinimizin bir buyruğu olarak tavsiye ediyorum. Bizler duamızı Allah’a ederiz. Yalnızca duanın da yetmeyeceğini, fiili duanın yani gerekli paklığın, maskenin ve aralığın uygulanması gerektiğine inanarak hareket etmeliyiz. Bunlar cehaletin esaretidir. Tabi insanlarımızı cahillik ile katiyen suçlamıyorum ancak dinimizi okumalarını tavsiye ediyorum. Okuduklarımızı tabi ki uygulamalıyız.” diye konuştu.
Ensonhaber
