Rize’nin Çamlıhemşin ilçesi Üst Çamlıca Mahallesi’ndeki, kültür varlığı tescilli konak,1837 yılında Hüseyin Efendi tarafından yaptırıldı.
Vefatıyla birlikte 4 oğluna kalan konak bir müddet sonra 2 kardeşin haklarını devretmesiyle Mustafa ve Mehmet Ofluoğlu’na geçti. 2 kardeşin vefatıyla de konağın varisleri, torunlar oldu.
1999 yılında ise bölgede yapılan tapu kadastro çalışması sırasında, konağın tapusu, Mehmet Ofluoğlu’nun torunları tarafından dedeleri ismine tescillendirildi. 2002 yılında, Mustafa Ofluoğlu’nun torunları Güngör Oflu ve kardeşi Süleyman Gürkan Oflu, konakta kendilerinin de hakkı bulunduğu gerekçesiyle tapu iptal davası açtı.
Böylece de sayıları 120’yi bulan varisler ortasında ‘konak’ arbedesi başladı.
ÇIKARILDIĞI KONAĞA 6 AY SONRA YİNE DÖNDÜ
Oflu kardeşlerin, yüzde 50 payın iadesini talep ettiği dava, 2014 yılında reddedildi.
Güngör Oflu kararı, Yargıtay’a taşıdı. Konağın Osmanlı periyodundaki tapusunu da bularak, hissedar olduklarını belgeleyen Güngör Oflu, daha sonra da 17 varisten aldığı vekalet ile konağa girip, yerleşti.
Bu süreç içerisinde konağın kültür varlığı tescilini de yaptıran Güngör Oflu, hakkındaki tapu sahibi varisçiler tarafından konağa ziyan verdiği münasebeti ile ‘el atmanın önlenmesi’ davası açılarak ihtiyati önlem kararı ile 16 Haziran 2020 tarihinde meskenden uzaklaştırıldı.
Güngör Oflu karara itiraz etti. Yaklaşık 6 ay süren hukuk çabası lehine sonuçlanan Oflu, tekrar konağa taşındı.
Sayıları 120’yi bulan varisçiler ortasında ‘konak bizim’ tartışması ise Yargıtay’a yapılan itirazla sürüyor.
‘BU KONAK OFLUOĞLU SÜLALESİNE AİTTİR’
Baba ocağına kavuşmak için bütün yasal haklarını kullanacağını belirten Güngör Oflu, şöyle konuştu:
“1999 yılında buraya tapu kadastro geldiğinde Mehmet Ofluoğlu torunları ‘konağı bizim dedemiz yaptı’ diyerek üzerlerine geçirmişler. Bu konak Ofluoğlu sülalesine aittir. Onların sav ettiği üzere dedeleri yaptırmadı, büyük dedemiz Hüseyin Efendi tarafından 1837 yılında yapıldı. Bu süreç içerisinde Osmanlı tapusunu da buldum, hissedar olduğumuzu da belgeledim. 2002 yılında mahallî mahkemede tapu iptal davası açtık.
Dava 2014 yılında reddedildi, davayı Yargıtay’a taşıdım. 17 bireyden aldığım onayla bu meskende yaşıyorum, 2017 yılında da ikametimi bu meskene aldım. Bu süreç içerisinde 16 Haziran’da kültür varlıklarına tescilini yaptırdığım bu konağa ziyan verdiğim münasebeti ile hakkımda ihtiyati önlem alınarak konuttan çıkarıldım. 6 aydır devam eden hukuk uğraşı sonuçlandı ve yine konutuma döndüm. Bu konak Ofluoğulu sülalesini aittir. Bu konakta herkesin hakkı var. Ofluoğlu konağını çocuklarımıza, torunlarımıza sağlam bir formda bırakabilmek için çabalıyorum.”
‘BU KONAK DEDEME KALMIŞ’
Konağın varisçilerinden Bayram Ulu Kuluhan ise “Bu konak dedeme kalmış. Tapular çıkınca Güngör Oflu bizi mahkemeye verdi, mahkemeyi kazandık. Yargıtay’a taşıdı. Ben bu konakta doğup büyüdüm, burada bir hafta düğünüm oldu. Bu bayansa 50 yaşından sonra buraya geldi ‘Burası benim malım mülkümdür’ diyor. Konut bizim tapular da bizim. Ona ‘Mahkeme bitene kadar, rahat rahat oturalım, kanunun kestiği parmak acımaz’ dedik, meskenin anahtarını ona da verdik, sonuçta akrabamız. Biz Ankara’ya gidince bütün kilitleri değiştirdi. Benim için uzaklaştırma kararı aldırdı, meskenime giremedim.” diye konuştu.
Ensonhaber
